DOKUNMA!...
Vururlar bir sağdan, bir soldan seni,
Yakın dostlar, boza yapar enseni, Dostum eğer, bilmez isen, sen seni; Her gün bir köşede, çekerler dara, Her saat alırsın, başka bir yara... Yara öldürmez de, yaren öldürür, Her saat halini, soran öldürür, Açtığı yarayı, saran öldürür; Ölmek gam değil de, bilmek acıdır, Gönül defterinden, silmek acıdır! Bir kara kış gibi, geldin üstüme, Otursan elverir, şimdi destime, Küsmem düşmanıma, küstüm dostuma; Elleme ne olur, aha buramı, Depreştirme, kabuk tutmuş yaramı! Keşke duymasaydım, senden bu sözü, Attın yüreğime ateşi, közü, Unuttum, yoksulu, açı, öksüzü; Öksüze acırken, ben oldum öksüz, Kurudu dallarım, bak kaldım köksüz. İnsan bu, ne yapar, belli mi olur, Dost dediğin, iki dilli mi olur, Hoyrat söyler, çifte telli mi olur? Yeter artık tellerime dokunma, Çok kıskancım, güllerime dokunma! Hayrettin YAZICI |
kaleminiz baki olması dileğiyle