SON KUŞUzak iklimlerin daveti Bir veda kıyameti Hazırlanıyor göçmen kuşlar Kınalı gagaları son suda Ben yakalanırken uykuda Etmeyin Ben bütün vedalara doydum Saklanmak istedim olmadı Bu yüzden zamansız uyudum Goncasında kırılan gül Hep veda demekti benim için eylül İçimden kaç ateşli nehir geçer Kaç boşluk var rüzgar yolu Ve kaç kara delik Bilirim eylülün benzi neden sarı Hani bazen insanın kesilir damarı Hani kalbi düşer ya gidenin ardına Dönmeyecek birine el sallarsın ya Bakamazsın ya ardı sıra Tüh dersin ya bütün yollara Düşer ya içine bir sızı Anlarsın o zaman gül neden kırmızı Bahçem de bile yalnız sarısı açar gülün Her ayrılık rengine bürünürken ölümün Eylülün ayrılıktır bir adı Gökler hep kuş kanadı Saklanırım kuytulara Artık bir daha bakmam sulara Havalanırken usulca son kuş Aşacağım bu son yokuş Hayrettin YAZICI |
SON KUŞLAR
Tek tük serçe görür, umutlanırım.
Leyleğe hasret kaldık,
Havada da, yerde de.
Üzüntüm çocuklara