Avuçlarımdaki duamsın
Uçurumun kenarındaydım.
Bir çınar ağacının gölgesinde. Bir ayağım boşlukta, bir adım yeterdi. Son demlerimdeydim çünkü hayatımın. Son çırpınışlarımdı, bu son bakıştı belki de sana, son veda, Ve elveda derken, Gel diyemem ki sana, Takatim yok, ve de cesaretim. Fakat sen anladın beni, Sol yanımı sızlatmadın, geldin. Tüm fırtınalara, kasırgalara inat geldin. En önemlisi de, bendeki seni gördün geldin. Seni yaşamak, bazen sessizce huzuru bulmak gibi. Öyle iyi geliyorsun ki bana, Coşkun ırmaklar gibi seni yaşamak, Delice akmak istersin ya, öyle işte. Seni yaşamak okyanusun ortasında tek başına çaresizce kalsamda, Varlığını her hücremde hissedip, Umuda sımsıkı sarılmak gibi seni yaşamak. Avuçlarımdaki duamsın. Rabbim bir ömür seni bana yaşatsın. Bazen bir çocuğun yüzündeki tebessüm gibisin. İçten ve samimice. Bazen yoldan geçen tanımadığım bir kadının(adamın) bakışı gibisin. Gizemli ve şüphelice. Dedim ya, Avuçlarımdaki hiç bitiremediğim duamsın. Seni yaşamak, semanın uçsuz bucaksız derinliklerinde güzelliklerle varolmak gibi. Varlığına şükürler olsun sevgilim. Tüm gecelerimde, rüyalarımda, herbir anımı seninle doldurmak. Sabahları o gül yüzün duvarlarımda asılı uyanmak. Seni yaşamak bir sevdadır. Adı bende saklı olan bir sevda. Gizli bir sevda. Özlemek sevdadandır. Belki çok can yakar. Belki rüzgarlar gibi savurur seni. Ama sevdadandır. Kavuşacağımız günün hayali tüm özlemlere şükrettirir. Özlemek olmasaydı, kavuşmalar bu kadar kıymetli olmazdı. Yağmurlar altında, sırılsıklam olana kadar el ele yürümek seninle en çok yapmak istediğim şey. Artık, kurtuldum yitirilmiş yalnızlıklardan. Heybesi boş akşamlar yok artık. Avuçlarımdaki duamsın. Bakışlarında asılı kalayım. Mevlam bizi hiç ayırmasın. Yazan : Recep Hamza |