23.10 ARABALI VAPURUNDA BİR HİKÂYE
Adam yorgundur;
Gecenin yardımıyla Yaslanır Güverte kenarına; Cilveli bir sevgili uğruna Terk ettiği, Yılların emektarı eşi gelir Gözlerinin önüne. Çocuklar ve de torunları Yaşam meyveleriydi. Anlayamaz, geçen zamanı. Sorgulandığını hisseder. Duyguları, Dağınık bir senfoniden taksim geçer. Mazisi, Çoktan kendisini denize atmıştır. Tanımadığı ayak sesleri yanına yanaşır. Olanlardan sanki haberi varmış gibi Sessizce karşı iskeleye varır, 23.10 Arabalı Vapuru; Araçlarını boşaltır, Sonra araçları yine doldurur güvertesine. Onun hazzı da saklıdır, Git-Gelli bu dönencelerde. Yorgunluğundan eser kalmaz adamda; Unutulmuşluğu yudumlarken Tanımadığı ayak sesleridir, Onu çelmeleyip, uzatır bu güverteye. Giden ömrüdür, Cesedidir, kalan geride. Yoktur yardım eden, Ne bir tanıdık, ne de bir aşina. Götürüp atarlar, hastane morguna. Biter bir hikaye daha, Yavaş yavaş demir almakta olan 23.10 Arabalı Vapurunda… (24 Haziran 2011 tarihli 9.şiir kitabımdan |