8
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
1327
Okunma
Geldiğim bu topraklar çok yabancı
ama hissettiğim kokular
o kadar tanıdık sizden ki,
Toprak burnumda sızlıyor..
Ne getirdi beni buralara bilmiyorum
Benliğimde yaşadığım
Yalnızlık mı?
Sevgisizlik mi?
Kan ter içindeyim
Azalarım çığlığımda kırılıyor
Rüyada değilim sanki gerçeğim gibi
Vakit yine hüzün vakti
Saatlerim matem-i gösteriyor ayazda durmuş.
İçimden korku trenleri kalkıyor kimsesiz seferlere
Hava soğuk
Duraklar sessiz
Şehir ıssız
Terk edilmiş bir dünyayım
Matem burnumda sızlıyor.
Yolun ucu uçurum ne bekleyen var
Ne de arkamdan el sallayıp veda eden
Gidiyorum yüzüm de acıya cizilmiş
topraklara
Gözlerim etrafa endişeli,ürkek,telaşlı
bakmakta
Simsiyah görünürken sise sarılmış
manzara
Şeytanlar içinden gülüyor
Nefes seslerimde dansa duruyorlar
deliriyorum
Dilimde ölü bir ilahi beste içimden çalıyor
O’na sığınıyorum
Eskimiş şal gibi gençliğimi ardıma sarmalıyorum
(Üşüyorum)...
Bir tarafımda hüznüm ağlıyor
gençler mezarlığına salâsız gömüyorum
Sessiz ölüm adında...
Sonra...
Bir çığ gibi kopup gitmek istiyorum
Yakalanıyorum Saçlarımdaki aklardan geçmişime...
Bir baykuş konuyor dalıma
Ve... Yüzüm düşüyor.
Dudağımda Ki, kırmızı ruj dan kanım toprağıma damlıyor
Bahtım ağlıyor.
Dişlerimi sıkıyorum, ellerim birbirine kenetli
Kaygı hastalığı bedenimde titriyor
Kaybetme nöbetindeyim ruhum daralıyor
Oysaki;
Tanıdık
sevdiklerimin kokusu bunlar
geçmişim kokuyor
Ama, böyle acı kokmuyordu onlar
İndiğim durağım son durak
usulca yaslıyorum toprağın soğuk bağrına tenimi
Nefesim kesiliyor.
Ellerimle boğuyorum geçmişimi
Ruhumda ölüyorum
Onlara kavuşmanın rüyasıyla uyanıyorum
gerçeğime
GERÇEĞİM PEŞİMDEN GELİYOR!..
#Hüzünlükent
5.0
100% (11)