GÜLSÜMGülsüm on beşinde henüz Köşebaşı takılmalar Yalaz bir gece Tenhalara sinmiş godoşu Satılan küçük bir çocuk Yazık! Pencereleri yalıyor karanlık İsyanlar duvarlara vururken O yapmacık sahte gülücükler Rutubet kokulu bir otel odası İğrençliklere sahne burası Dizilmiş sırada zamparalar Çirkin bir tablo onun halleri Haykırıyor hoyrat Sübyan yüzünde boyalar Gülsüm’ü anlatıyor en iğrenç manzaralar Satılık körpe bedeni Yerlere savrulmuş Solmuş gülleri Solmuş! Yüzünde bakışlar masum Ürkek, serçe, yana kaçışlar Yarım kalmış, o güzelim oyunlar " Elma dersem çık, armut dersem çıkma " Kulaklarında hâlâ o bağırışlar Mazi olmuş hatıralar Ellerinde kınası olmayacak onun hiç Gelinliklere bakacak vitrinlerde Hayalleri hep gömülecek kan revan Akşam evinde kocasını beklemeyecek Çocukları cıvıl cıvıl etrafında koşmayacak Karaları bağlayacak hep Aglayacak! Aynalara vuracak hıçkırıklar Aynalar paramparça! Hep acı, hep keder! Bitmez isyanları Bu mu ona kader! Söyleyin hey insanlar Gülsüm daha on beşinde Sermaye olmuş Yazık!...... Yazık!...... Gülsüm nasıl gülsün ...? .... Fikret Şimşek |
Sermaye olmuş
Yazık!......
Yazık!......
Gülsüm nasıl gülsün ...?
Şairin kaleminden günün şiirine layık bir eser okudum
kutlarım dağ yüreğini can dost sevgilerle