BABAMI VURMAYINbabamı vurmayın şeker almaya gitmişti bir kaç ekmek biraz pirinç banada bir çift çorap alacaktı siyah kırmızı şeritli uzun zaman direndi kazandığı onca nüfusa yetmedi köyün en efendisiydi tarlada çifte koştu kendini koyun güttü dağların sarp yamaçlarında yükledi sırtına dünyanın en ağır yükünü hamal oldu utanmadı çökmedi ekmeği aslandan kaptı aç bırakmadı kuzularını on bir yarası vardı her biri başka kanardı içinde tek bacaklı kızıydım en kanayan yarası yani bir çift çorap alacaktı bana siyah kırmızı şeritli ne olur amcalar babamı vurmayın o benim babam yamalı ceketi yırtık kasketi eskimiş şalvarıyla köyün en zengin yüreklisi o benim babam ağarmış saçlarıyla puslanmış bıyığıyla bükülmüş beliyle köyün en delikanlı adamı babamı vurmayın amcalar babadan kalma tabakasında resmimi saklar hiç geçmemişti sınırdan daha önce tütün kaçırmamıştı yani ama benimde çorabım yoktu siyah kırmızı şeritli ilk ve son olacaktı sonra hep yanımda kalacaktı o benim babam bir çift çorap alacaktı bana siyah kırmızı şeritli ne olur amcalar babamı vurmayın o benim babam yılmaz YANARDAĞ 3 temmuz 2008 |
yüreğim yanar gözüm arar
yastıgında kokunla yatarım
gelceksin diye yollara bakarım
yılmaz bey baba sevgisi hasreti insanı yakıyor kalemine yüreğını
başarılarınız daim olsun tebrikler