OrmanŞiirin hikayesini görmek için tıklayın "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine." Nazım Hikmet
Meşelerin, çamların nefesini doyurmayan
şu sinsi ateş kıvılcımları ne kadar sağır ve gaddar Sofya’dan seslenen Nazım’ın ıhlamur kokardı doğduğu şehri Kavak ağacının acısı düşer mi Metin Altıok’un peşine küçücük ötücü kuşlar nasıl şarkı söyleyebilir kıvır kıvır ağaç dalları olmasa Otlar, kuşlar, beyaz bulutlar çınar altında otururdu Turgut Uyar Yıldızlar, mehtap ve boğaz çamlar altında gelip geçmiş Özdemir Asaf yüreği yufka bir kelebek nasıl yarasını sarabilir oynarken dizini inciten çocuğu günbatımını örten yeşil dallar olmasa Meşeyi bulutlara kanat çırparken seyret ormanla sarmaş dolaş olurdu Oktay Rıfat sene bilmem ne mevsim sonbahar Bedri Rahmi zeytin ağacı, arkasında yâr Serinliğinde ne varsa ormanın işte ben ona yandım yavru kuşun ilk uçuş denemesinde yana yana kıvılcımlar indi kanadına kül olur kimse bakmaz ağacın karanlık yüzüne, fotosentez, oksijenli soluma kimin umrunda sanayi zırhını kuşanmış homo/sapiens işleri tıkırında Oysa insanlar eşittir cehennem ateşinde Ormandaki ateş tuhaf değildir de ne? Tanrım tavşanları ve yağmuru koru! |