Tari
Kör bir kuşun gagasına düşüyordu sessizlik
Küçük patiklerine basmayan bebeğin beşiğinden dökülüyordu nazarlık boncuklar Bir ah çekeyiyordu kapı tokmağına nasırlı elleriyle uzanan kadın Kaldırımın soğuk taşına yüzüne dayayıp uyuklayan kedinin ölüm sessizliğine hafiften çöküyordu karanlık Ceviz ağacından dökülen yapraklardan kızan mahalle çöpçüsüsünün tüm kızgınlığına rağmen cevizlerin olgunlaşmasını bekleyen çocukların sevinçleri duruyordu bahçede Nane kokusuyla kendinden geçmiş pazarcı kadının şalvarına telaşlı ayakları eşlik ediyordu Vardiyeli işçilerin çocuklarıyla yapamadıkları akşam sefası hayaller bir sonraki belirsiz güne bırakıyordu kendini Kapılar sürgüleniyordu gecenin bir vakti Ölümün uykuyla eş değer oldu anlarda Ay gölgesini uzatıyordu ruhun yamacına Ve hep nedensizce gecenin bir vaktine inen ayın gölgesine sevişme sahneleri eşlik ediyordu ve Büyü bozuluyordu dört duvarın ardında Çıplaklığını örtmen tüm günahlar Lirik bir şiir gibi çarmıha geriliyordu Bir öksürük gibi düşüyordu zaman dalından Mahalle bekçisi ayak seslerine karışan karanlığı yarıp ilerliyordu Ben onu izliyordum O da beni... |
Şiiri boğmamak adına, okurken güzel keyif aldım
sevgiler.