DÖNGÜSEL GECE TRAVMALARI - İZOLE YALNIZLIKLAR KOROSU
cehennemi sırrı dökülmüş aynaya sorun ve cehalete maruz kalmış ateşe büyük mutsuzluğu
insanları tanımadığınız kadar seversiniz kedileri tanıdıkça daha çok bağışlamayı bir köpekten öğrenebilirsiniz mesela unutmamayı myosotisten mavi gökyüzüyle sınırlı değildir değildir büyük bir acı diğerinden ve kuşlar size uçmayı öğretemezler
rüzgar gibidir zaman kırbaçlar ve geçer verdiği acıdan bi haber siz uyuyamadığınızla kalırsınız
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
DÖNGÜSEL GECE TRAVMALARI - İZOLE YALNIZLIKLAR KOROSU şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DÖNGÜSEL GECE TRAVMALARI - İZOLE YALNIZLIKLAR KOROSU şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bazen birbaşlık ne kadar uzunsa o kadar 'kısaltılabilmiş' demektir, bazen bir şiir ne kadar kısayda o kadar 'derin ve büyük' demektir.
İşte böyle bir şiir!...
Sevgili Hicran, insan insanı yeterince ve 'hakkıyla' tanıyabilse 'insan' kalamaz zaten!...
'İnsanın alacası içindedir' atasözümüz, bu ne kadar güzel anlatır. 'İçine' girdikçe ne kadar 'dışarda kaldığını hayretle görürüz bazen. Acılar işte o zaman başlar. Yürekteki tarif olunmaz kırgınlıklar, açılan ve onarılmaz yaralar ve bir ömür boyu kalacak 'iz'ler...
Aynalar mı ne işe yarar?... 'iç gözü' olmadığı sürece hiçbir şeye!....
Üzerine kitap yazılacak derinlikte ve okuyanı sarsan bir şiir... İçtenlikle kutlarım.
Merhaba Serap Öğretmenim; Bazı özel insanlar okuyunca değeri artıyor yazdıklarımın, kimseyle paylaşmadan önce karalamadan ibaret olan duygularım böylece kıymetleniyor, siz de o özel insanlardansınız. Çok teşekkür ederim sevgi ve saygımla selamlıyorum sizi.
İçinde derin anlamlar barındıran okunası muhteşem bir şiirdi.Kaleminizin gücü daim olsun sevgili Hicran hanımcığım.Yüreğinizin sesi var olsun.Canı gönülden kutluyorum mahir kaleminizi.
şimdi kalbimin mis gibi koktuğunu hissediyorum zira ilk göz göze gelen benim ne güzel manzaran vardı senin :)
her mısrasında ayrı bir düşünce var hüzünlü veya hüzünsüz ayrı travmalar ve ben o düşünceleri kalbim de besliyorum şimdi belki bir kuştan öğrenemeyeceğimiz gibi uçmayı tarif de edemem bendeki etkisini
İnsanları tanımak.... Asıl mesele sanırım bu tanıdığımız çok kişi sonradan bir çok kişinin hayatından çıkmıştır. Dönem dönem bu döngü hayatımızda döner durur. Lakin meselenin bir diğer yönü daha vardır kanımca o da bizde bıraktığı yada bırakamadığı iz. Biz bu döngüden nasıl payımızı alırız?
Muhteşem tesiri kadar kendisi de öyle. Hıh düşündüğünüzü sanıyorsunuz siz oysa ben çıldırmak üzereyim dediğini duyduk satırların. yabancısı değiliz yadırgamadık. ellerine sağlık kardeşimin.
Akıl, idrak ve izanı olana ders niteliğinde dizeler. Ya olmayanlar? Onlar zaten hep öyle idiler ve değişmek için bir gayretleri de olmadı. Varolun değerli şaire Selamlar, saygılar
“Gece travmaları”na ara verince, artık uyuyabildiğinizi düşünmeye başlamıştım:)
Öncelikle, yine başlığı bi başka sevdim. “insanları tanımadığınız kadar seversiniz” cümlesine takılıp kaldım sonra. Kısa ama, tıka basa anlam dolu bir şiir olmuş. Üstünde düşün düşünebildiğin kadar... ki, okuduğum şeyde en çok bunu severim...
Çok seviyorum zarif yüreğinizi, söyledim mi hiç bilmem ama:)
ben susayım Yoksa bahcemi kirletmeyin yaramazlar diye çıkar gelir şimdi elinde süpürgeyle.:) Varlığınıza Bin şükür KARDEŞLERİM ve siz gibi olan cümle insanların.
O zaten tavrını ilk baştan koymuş size yorumunda Kalbini tuttunuz diye.Ben şeytanlık edeyim istiyorum biraz kardeş.:):) Kendisinde olduğunu sandığımız güzel hasletlerin olmadığını görmek Tanımak sa evet :)
Kıyamam ben ona! Yazmış ne güzel bahar bahar, hepimiz alalım payımızı işte:) Zaten hep öyle değil midir; şair söyleyeceğini söyler, ne anlayacağına okuyan karar verir:)
Nedir Gaflet?
Bir aldanış halidir. Hakikatten bi-haber oluştur.
“cehennemi
sırrı dökülmüş aynaya sorun..”
Sırrı döküldüğünde;
“Ayna” değildir geriye kalan…
Dökülüp giden de “Ayna” değildir … SIRR’ dır.
Giden ve kalanın bir arada oluşuyla var olmakta daha doğrusu var görünmekte ayna…
Aynaya bakan ise kendini var görmekte; Aynayı değil…
***
ve cehalete maruz kalmış ateşe
büyük mutsuzluğu
Cehalete maruz kalmış ateş… denirse…
Zıddı da denebilir mi?
Nedir cehaletin zıddı?
“Bilgeliğe maruz kalmış ateş” mi demek lazım !
Maruz kalışta, istek ve irade devre dışıdır.
O halde onun da zıddını düşünerek sormak lazım ateşe;
Bilgelikten yana mısın yoksa cehaletten yana mı?
Bunu sorarsam;
Nasıl bir cahilsin sen? Diyerek yakar beni ateş.
Çünkü;
Ey ateş…
İbrahim’ e karşı serin ve esenlik ol.. dedik
Buyuruyor Allah cc. (69/21)
Duymadın? mı der;
Cahillerden olsam duyar mıydım Hak sözünü!
Yakmaz mıydım İbrahim’ i (as)
Hak’ kı bilirim ben… Hak’ kın bildirdiklerini de bilirim…
Benden işitmedi mi Musa Hak’ kın sesini!
Hak’ kı bilmeyenin cahilliğidir yakıcı olan… Ben değil…
***
Öylesine tefekkür dolu dizeler ki...
Değerli Şairemizin ilk dörtlüğünün beni sürüklediği tefekkür deryasındaki çırpınışlarım bir sayfaya yakın tuttu...
Ötesine nefesim yetmez...
Nefesinize yüreğinize sağlık...
Var olunuz!