Martının Çığlığıbir üç beş ya da milyon kez farketmiyor ki kaç gün sökmüşüm takvimlerden kaç kere güneş devrilmiş gözlerime ya da kaç hilal darağacı olmuş terkedilmişliğime saysam ne çare hiçbiri zamanı getiremiyor geriye hem insanın kaç kere öldüğünü bilmesi de değiştirmiyor gerçeği hüznüm hüznün kere çarpıp yere bedenimi saymaya ihtiyaç duymadan kırıyor çünkü her gece kemiklerimi sırf bu yüzden ya rakamlarla hiç aram yok hatta ellerimi bile sakladım ceplerime bir daha da çıkartmadım geri sen hiç bilmedin ki her köşesi hayaline pusu kurmuş bir şehirde hayatta kalmanın imkansızlığını ve hiç duymadın tabii ki martıların intihar ederken attığı çığlıkları sırf bu yüzdendir ya yine kör ettiğim gözlerimin ve sağır ettiğim kulaklarımın bile yaptığımdan şikâyetçi olmaması anlıyorum aslında nasıl ben bilemediysem gidenin yanında ne götürdüğünü sen de kalanın ne kadar eksiliğini anlayamadın tabii kim bilir bu yüzdendi böyle yürekli çekip gidişin ama ben sadece tek bir şeyi merak ettim tüm bunları bilseydin döner miydin ki geri neyse dedim ya ben vazgeçtim zaten saymıyorum ne geçen günü ne de geceyi hiçbir martının intiharından sorumlu da tutmuyorum inan seni son bir iyilik istiyorum sadece senden geri dönüp bıraktığın yerden söküp al ki kalbimi çığlıklarımdan arındırıp huzura kavuştur bu şehri |
ne o şehirde yaşanır artık ne de o şehirde aşk yaşanır
kalbimizi de kim aldıysa geri getirsin ya da getirmesin bilemedim şimdi:)
ama şiir çok iyiydi sevgiler