Eski Bir Diziydi
Eski bir diziydi aslında başladığım hayat hikayesi sonu mutlu sonla biten
Bir genç kız saçları ipek bastığı yeşil çimenler güzel gülüşleri mutlu eden Bir hayli vefalı bir o kadar da düşünceli gördüğüm siyah beyaz bir de dünya Göl kenarı uzun bir köprü çürümüş tahtalar eski bir diziydi benim hikayelerim Yürüdüğüm bu tepeler benim doğup büyüdüğüm küçük bir dünyadır Kayboldum sanma bir övgüdür bu çiçeklerin üzerinden zıplayışımın Bir ibrik dolusu su omuzumda bir çubuk ucunda sallanır sırtımda Şan şöhret değil eski bir dizidir benim hayatım yürüyerek kat ettiğim Ne kadar zor olabilir ki ardımdan bakmak nerelere yürüdüğümü gözlemek Hayır diyemediğim imkansız duamın peşinden yürüdüğüm tırmandığım Gözlerine taptığım bir siyah inci ben bu arşa doğru sapmıyorum hedefimden Belki anlaması güçtür anlatamadığım sustuğum değiştirdiğim sohbetim Gül kadar berrak renkler ben çok eskide başlamışım siyah beyaz bir dünya Cesaret sustuğumda titretiyordu damarlarımı kaybetmekten korktuğum Kimsenin açıp da ellerini edemediği dualar benim arzularım sadece kalbimde Dilimi ısırıp da sustuğum elimi yüzüme kapadığımda durabiliyordum Eski bir diziydi işte benim hayatım söyleyemediğim sustuğum beni pişman eden Ya da dudaklarımdan dökülecek olan beni bitirebilecek olan cümlelerim Zordur alışmak bir kez çektiysen hayal kırıklığını acıyor insan aynadaki kendine Siyah beyaz dünyam pişmanlığa bir haberken hüznün yeşerteceğini bilemez |