Şerbetim
Vur kadehin demli şerbetini kanasın yüreğin bir önemi yok
Ben ne ki kadehler devirdim bu masada dönüp bakmadım Adını sayıkladım şerbetim sonuna gelmeye başlayınca usulca Başımı kaldıramadım öyle ki uzun zaman olmuş şerbetimden Önce bir masa kurulur sonra başlar masallar kimin ne derdi varsa Ne olabilirdi ki başka insanın bu köhne leş artıklarının olduğu yerde Zamanın nasıl akıp geçtiği belli olmaz yavaşça şerbet gelir masaya O ait olduğu yerde ben ise bu pis adamlarla demlenirim dertleşirim İçme bu pisliği diyen garson nasıl içemem neyle avuturum kendimi Şerbetime döktüğüm bu dert belki ne zaman hatırlamam unuturum Kolumdan tutularak dert dökmeye getirildiğim bu yer beni sen ittin Ne ben mutlu olabilirim nede sen yaptıklarımızın hesabını veririz elbet Kırgınlığım kalmayacak bur da onu bu masada bırakacağım Hatırlayabilir miyim ki bu gece ne yaşadığımı saatin kaç olduğunu Öyle bir vakit geldi ki ummadığım bir yerdeyim kimler ile oturuyorum Dert döktüğüm bu masa kim bilir kimlere arkadaş dost oldu dinledi Önce saygı diye bilirdim sevgideki tek gerçeği geldiğim son nokta Büyüklerimden aldığım övgü şimdi onlar bekliyor aynısını benden Nasıl dayandığımı sorarlar bilmezler ki nasıl bir pisliğin içinde olduğumu Bilmezler ki her gece şerbetimin son kadehi beni bitirene kadar içtiğimi |