Susma Vakti Değildir
Kılıcını al eline o beklediğin savaş bugündür kükrediğin dağlar
Avucunu açıp da bir lokma yemeğe muhtaç kaldığın günler Belki de bugündür son bulacak olan kıyametin habercisi Bakma öyle bana tutan yok sabır taşı çatlamıştır artık Sarf et bana sözlerini tutmam için kollarından bir sebep Aksini bekleme kalması gerektiği yerde bıraktım ellerini Dimdik duruşun içinden gelen o heybetli sesisin kendisi Ne olur susma şimdi o vakittir beklediğim beklettiğim anlar Susturduğun anlar aklımda senin için susturduğum nefesler Düğüm attığım dudaklar kilit vurduğum nefsin ta kendisiyim Belimin büküldüğü kucağımda taşıdığım hayalin yorgunluğu Çöktüğüm bedevi bir aşkın imkanını yaratan sessiz dinleyişim Gönderdiğim güvercinin ilk çağ ara fesi geri gelen son cümle Durma vakti değildir sapma bu yoldan koyma beni bir hevese Üzgünüm bu durumları geçe atan kişi benim uzaklaşıp gidende Belki olur diye kat ettiğim vicdani bir gurur yüz üstü düşüren Bir siyah saplı kılıç rüyalarımda kıvrık keskin uzun kusursuz Bana doğru dönmüş olan herkes uğraşmam gerek asıl kişi Tahminlerimi çürütür dostun kalem düşmanın kurşun tutuşu Susma vakti değildir uğur getireceğini düşünüyorum bu sesin |