Özlenenler
Bir gün gelir belki özlenenler
damarlara ışık saçarlar kim bilir dilenciye bir yasemin verirler bulutları parçalayarak, gözleriyle güneşi getirirler Beklenenler bir gün gelir belki hemde gülümseyiş yüklü bir kervan gibi Sahi ne yaparım o vakit? Bütün duvarları yıkacağım yere samanyolunu vereceğim ona gönülleri aşka gölgeleri suya dalları rüzgâra bağlayacağım uçurtmalar uçuracağım gökyüzünde saksılara su vereceğim her duvarın başına bir karanfil dikeceğim demir korkuluklu balkonumdan geçen her arabaya şiir okuyacağım -bizim sokaktan köşeyi döner mi o araba Sokakta rüzgar esiyor... Senin ellerini ellerimden çektiğin gün de esiyordu o rüzgar günleri saymayı bıraktım sayı saymasını da bırakacağım ve sınırlı geometrik biçimler arasından bir tek yanaklarını aklıma kazıyacağım gerçeğin beş harfi sonsuzun çevresinde döner nasıl da bulaşmışsın gecenin kokusuna öyle dolusun ki sesimin üzerinde benim yarı yanım olan kimse yüreğimden koparıp kokladığı elmayı ayakları altında ezecek ey yağmurda açılan pencerenin toprak kokusu göğsümün içinde kabardıkça kabaran soluğu bağışla O uzak evden hayatın neşesinin kaçmış olduğunu biliyorum şimdi bir çocuğun annesinden ayrılık mahremine ağlamakta olduğunu biliyorum şimdi Sen gökyüzüm aşkın hayalinden daha güzeldir hayalin Üzerime Yağ! Beni perdelerin arkasına çeken Sen Nasıl anlamadın sırlarımı? |
Kutluyorum...
Saygılarımla...