Yalnızlık Üzerine...
-Bir başıma yapayalnız yaşıyorum demiştin?
- Evet, öyle demiştim. - Yani, yalnız olduğunu mu kastetmiştin? - Evet, onu kastetmiştim. - Yalnız olmak nedir bilir misin? - Evet, bilirim. - Nedir, söyler misin? - Evet, söylerim. "Yalnız olmak, bir başına kalmaktır, hiç kimsesi olmamaktır. Tek başına yaşamaktır. Yalnız insanların yalnızca içlerinde kendine ait dünyaları vardır. Kimi kimsesi yalnızca oradadır. Gerçek olsalar da, olmasalar da... - Bu bahsettiğin yalnızlık değildir, gerçek de olsa, hayâli de olsa, yine de birileri vardır hayatında veya bahsettiğin dünyasında. - Peki sence yalnızlık nedir? - " Yalnızlık, insanın kendisinden bile yoksun olmasıdır. Göğsünde bir kalp, İçinde bir ruh bulamamasıdır. Düşlerinde ne evren varolmuştur ne de kendine ait bir dünya. Boşluk bile hiçtir, hiçlik bile boştur ona göre. Kimi kimsesi olmaması yetmez, kendisinide yok saymalıdır. İnsanın, kendi sesini unutması, kendini hatırlamaması, hiçbir şey hissetmemesidir. Yalnızlık, herkese nasip olan, basit bir şey değildir..." - Yani ben yalnız değilim? - Bence değilsin. - Peki sen yalnız mısın? - Seninle konuştuğuma göre bende yalnız sayılmam. - Peki bana örnek verebileceğin, işte şu insanlar yalnız diyebileceğin bir kaç örnek var mı? - Elbette var. Hiç doğmamış insanlar bir, ölü doğmuş insanlar iki. - Hayatta yaşayan bir yalnız hiç yok mu? - Hayatta kendini yalnız sanan çok insan var ama çoğu aslında yalnızlığı bir kişi olmak sanıyorlar. Yalnızlık, rakamsızlık, sessizlik, ruhsuzluktur. Ama soruna gelecek olursak, hayatta da yalnız insanlar var elbette. - Kim meselâ, merak ettim? - Bağı kopan kişiler onlar. Fakat yarım yalnızdırlar. - Nasıl yani, açar mısın birazcık? - Tabi ki. İnsanı yaşatan nedir? İnsana hâlâ nefes aldıran nedir? Sevgidir değil mi? Gelip geçici, ister sancılı ister sancısız , gelip geçici sevgiden bahsetmiyorum. Beşikten mezara, rahimden toprağa, yani bağı hiç kopmayan sevgiden, anne sevgisinden bahsediyorum. Duyulan sevgi , ölüm bile olsa asla kopmaz. Peki ne mi olur o vakit? Yarım yalnızlık. Yani gücünü aklımızın alamayacağı işte böyle sevgi bağları var hayatta, bu hem anne tarafından hemde evlat tarafından kurulu bir bağdır. Yani anne ölürse evlat, evlat ölürse anne, yarım yalnızdır. Bir yanları ölene kadar hep tepkisiz, ölü, hiçtir. Gözyaşından olma bir denizdir, çığlıktan olma rüzgârlar vardır, birazda deliliktir. Nihayetinde yarım yalnızlıktır. Tam yalnız dersen, görmedim henüz öylesini. - Neden yarım yalnızdır peki? Yani neden tam değil? - İnsanın yarısı evren, yarısı annedir, o yüzden. Çünkü yaşamaya yarım da olsa devam eder insan, diğer yarısı, evren hâlâ ve hep duruyordur çünkü yerinde. Evren , varolan bütün sevdiklerimizdir aynı zamanda. - Peki, yalnızlık üzerine anlattıkların tamam, başka bir şeyler de sormak isterim. Meselâ mutluluk, huzur, anlam nedir? Kimler öyle, kimler öyle değildir? - Sanırım bunun cevabını vermem için, bin sayfalık bir kitap yazmam gerekecek. Ve vaktim yok, başka zaman yanıtlasam? - Olur. ... Düşünce denizim düş alemime akıyor Düşlerim, düşüncelere karışıyor Beynimde fotosentez yaşanıyor Buhar olup göğe, gökten yere düşüyor. Besin zinciri kısır döngü Her canlının zihnimdir yönü Bendedir hep bende, maddi manevi Her canlının başı sonu. Ben anladığım gibi Siz anladınız mı bunu? En garip, en yalnız, en hüzünlüsü ; Ölümsüz Yıldızlar! |