Asya
asya
duyargalı yazılmazlık bizimkisi, uykunun çıplaklığında uyuyakalan can çekişen beynin kursağında, yaşlı oturmalık yalınayak yapıldak bir başka ermişlik üzre uzakdoğu yanılsaması dünyamızı boğazlayan eti siftinen totembaşı çin gerçeği,geleceğe su dolduruyor dirseğinden bıçak kesiği yüzümüz, senden kalan ağrıyan yanımızdan çıkar elbet gözlere giydirilen büzgülü perde, düz duvara tırmandırır esmer benzi kabusta çilekeş döngü kördüğüm bozkıra revan sürgün timi derbeder ömrü törpüleyen binbir surat insan geçer içimizden poyraza kapılıp ağırdan alınan kötürüm karartma içim,işim kuşakça ölümsüzlük artık ulu elinden alınan bedel doğurur kibir üzerine yoğrulan nefislerimizi hüzne başkaldırı bizimkisi,tırmalayan eskimiş hayat dar alan önümüz sokaklar gri, dört taraf öksüz, acıkmış gibi soğuktur içimizdeki yara yakıştırılan bize sırf kavga, sırta bahşiş deh! elalem taşınıyor neyimize sunak taşı ezip geçer beynimizden çivili topuklarımızdan kan dökülür görüntüsü fraktal kel alaka seçilen surat,ezim batağından sıyrılamayıp bir kozanın içinde sarmaş dolaş nal eskiten ömür, narlı ölüm eşiğinde göç mevsimi güneşetek koro, biz sınırdışı biliyorduk asya asil doğu ….. İlkay Coşkun 05.11.2012 Şiir Vakti Dergisi Sayı 4, Bahar 2013 |