YAKIP GİDİYOR
Beni şeyda eden, ey mihr-i mahım
Ateş kana kana, yakıp gidiyor Dilimin ucunda, feryadım ahım Başta döne döne, çıkıp gidiyor Zehrolurken böyle, ekmeğim aşım Hüsrana uğruyor, hayalim düşüm Yanaktan süzülen, dinmeyen yaşım Gözden ine ine, akıp gidiyor Bülbülüm inliyor, solmuş bir gülde Ağıtlar bitmiyor, susan o dilde Seyredenler ise, beni bu halde Benden yana yana, bakıp gidiyor Baharla süslenen, bayırlar düzler Gece karanlığı, çok sırlar gizler Semayı süsleyen, bütün yıldızler Hepsi söne söne, çekip gidiyor Ter basarken benim, o pak alnımı Her yiğit dediğin delikanlımı Daha iflâh olmaz, deli gönlümü Her gün yine yine, yıkıp gidiyor Götürken kader, aşkı idama Bırak essin rüzgar, hiç kımıldama Ayrılık hasreti, her gün odama Baykuş kona kona, döküp gidiyor Yazılmamış bize, aşkın visali Yazım der çekeriz, insanlık hali Lüzumsuz’um kalın, bir sis misali Hasret koka koka, çöküp gidiyor Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ MİHR-İ MAH: Güneş, ay. Visal: Kavuşma, vuslat anı |
kutlarım
Selamlar