2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
647
Okunma

Rezil Uyku
kuşluk vakti kuzuları artık,
gölgeli ağıla kapatılmış
koyunları kuzularına akışmış
koyun çanları, melemelere karışmış
toz-duman ortalık
çoban çoook.. çok! gerilerde kalmış
..
yorgun.. evine gelip; daha pabucunu çıkarmadan
sürüden ayrılmayan köpekleri yallanmış
kendisine de yer sofrası hazırlanmış
tahta kaşıkda tapteze sadeyağ, çobana ayrılmış
taze yayılmış bir toptas dolusu ayran
..
ya da bastırıktaki toprak testiden su
başındaki şapka tutularak içilmiş
yeni yeni terlemiş bıyıklarını elin tersiyle silmiş
toptasdaki ayrana ekmek kırılmış; doğramaç
yuka ekmekten taze peynirli çomaç,
ya da nor’a pekmez karışmış.. çoban aç!
çökelek ya da kese yoğurdu,
yeşil pıransa yaprağı, yağlı dolaza iki yumurta
biber, kumpir cırt firengi arar gözleri
haşlanmış yumurta dürülmüş belki
“hurdan iki bişiy yeseydin ha!,
dağdan geldin, garnın açdır gelivi”
“gene uyur kalırsın hinci”
uyusa mı, yoksa kahve “mahana” mı edilse de
bir şekilde köyün ortasından geçilse!
merdivene yaslı deyneği;
eşekden indirilen kepenek bir köşede,
boşaltılır kekik dolu heybesi
çam sakızı çoban hediyesi
..
serilir güneşin gözüne darmadağınık dağarcığı,
yanyana asılır tüfeği, harbisi, av çantası
kuru ekmekli azık torbası
yeniden doldurulur, sekideki deliğe konur
testi, çobanın matarası, yel alır, soğur
depreşir, yavuklusu üstüne hülyası
sinekleri kovalamayı unutur
..
kuzular melemeyi keser, çanlar susar
kapının önünde köpekleri kuyruk sallar
bekleşirler doymamışlar yala depite,
anası oraya-buraya koşuşturmakta telaş içinde
çoban, sürü ve eşek ve köpekler evde!
bir yavuklasına hasret duyar
..
yazlaya kendini zar-zor atabilmiş çoban
ne yastık arar, ne çarşaf, ne yorgan,
sedirin bir köşesine uzanıvermiş boylu-boyunca
bir “rezil uyku”ya başlamış çoktan
kalaklı şapkası, düşmüş bir yana,
bir de şu kahrolası sinekler olmasa
..
yüzüne, kollarına, açık paçasından baldırına
uçup uçup, konmasa
örtülüverir bir yazma baldırlarına,
bir yazma daha başına
gücü yetmez olur kara sineklere
kolunun birisi saklı başının altında,
diğeri kendinden uzakta sere-serpe
.
sol eli, yanağıyla ezik
diğer eli ayrı düşmüş, kendinden uzakta
arada bir yüzünü kolaçan etse de
yüzüne konan sineklerden bezik
hülyaları devam eder rüyasında
kol düğmesinin kalıbı çıkmış yanağına
yüzünün teri karışmış yenine, küflü toprak kokulu
bağcığı gevşek pabucunun biri ayağında,
paçaları, yün çorabı eğilcen bıtırak dolu
çoban mışıl mışıl uykuda
uyumaz, uyutmaz yavuklusu
..
belki; yeni kuzular, dünyaya geliyor rüyasında
belki de; en güzel koçu kurban
sürüsüyle gidebildiği kadar gidebildiği kadar dünya
çocukluğundan beri sürüsüyle oynaşır rüyasında
bir dilber koyunlarını sağar, dilberin yavuklusu çoban
..
kızı anasının eteğinden tutar
oğlu kara koçun boynuzlarından
kendisi koçları al kırmızıya boyar
daha nice güzel düşler kurar
daha neler düşler çoban
uyanmak istemez rezil uykusundan
..
besiye çekilir sürüdeki bütün kuzular
çobansalık alır körpe kuzulardan
sürüsüyle gidebildiği kadar
kocaman bir dünya, koskocaman
sürüsüyle oynaşır, rezil uykusunda çoban
o tutar, yavuklusu koyunları sağar
rüyasında bile çobandır; çoban
Resim Burdur Bucak Yörükleri’nden
5.0
100% (5)