Vuslat mı Rüveyda
Uzak iklimlerden sana koşup geldim,
O güzel çiçekleri koparma Rüveyda! Zamanı bir kurşun gibi deldim, Dağları birer birer aşıp geldim, O güzel çiçekleri koparma Rüveyda! Vuslat mı, durduğum bu yokuş, Yoksa dinlendiğim bir bakış mı? Ayrılık mı, sana doğru koşan, Yoksa ayrılığı vuslat olan kış mı? Gözümde bir damla yaş seni izliyor şimdi, Gönlümde duran sevda seni gizliyor şimdi. Beni unutma sakın diye yalvardım, Rüveyda, kanatlarına sokulan bir öksüz gibi sarılmana muhtacım. Sensiz uçurumlara vardım, Sensin umudum, sensin ilacım Başımda tac olur,taşırım seni. Kaderime yazılı bir çizgi gibi, Bilmezsin içimden nelerin geçtiğini Rüveyda dediğim zaman Türlü türlü çiçeklerin açtığını. Günler geçmiş, uzattın sürgünümü. N’olur dizime derman, gönlüme ferman, Bir güvercine bakıp hayran, Kızıl pınarlara sür günümü. N’olur sevdiğim yeşert kuruyan gülümü! Rüveyda, kalbimde ses, içimde nefes ol! Rüveyda, yoluma düşmüş avare ses ol! Rüveyda, al benim karanlık gönlümü! Bırak, sen de git uzaklara, Bir yabancı gibi herkes ol! |