Yüzleşmeyalnızlığımı görmek ister misin? yüreğin kaldırır mı içimdeki paramparça insana bakmayı kurumuş yaprak hışırtısı gibi değildir bu kulaklarını kanatır ruhumun merhamet görmemiş çığlıkları için kaldırır mı söyle? çürümüş bedenimim leş gibi kokusunu solumayı bir bahar esintisi gibi okşamaz ciğerlerini söyleyim saplanıverir tenine içimin çivisi çıkmış yalnızlığı kalabilir misin söyle? etini kemirirken binbir mahlukat toprağımın Tanrı’ya yasaklı derinliğinde bir gül dikeni gibi ürkek değildir korkularım acımasızca saplanıp yerleşir en derinine bu yüzden ben hiç üzülmedim sen de boşuna utanma korkaklığından herkes çekip gider bilirim ben yine tek başıma katlanırım içimdeki cehenneme |
sen de boşuna utanma korkaklığından
herkes çekip gider bilirim
korkak ortaya çıktı.
neyden korktu ise artık