AŞKI İHYA EDENDİ AŞIK...D/okunulmazlığımı ilan ettim çünkü şiire ve edebiyata şerh düştüm göğün mavisinde kundaklanan umutlarımı da azığa aldım ve ayrık otu bir rüzgârı sahiplendim ne de olsa rüzgârın kendisiydim. Muhafaza ettiğim her güzel duyguyu sunmalıyım evrene ve kazık b/ağlayacağımı da sanmasın kimse elbette Yaratan bana süre ve de izin verdiği sürece konuşup yazacağım daha da önemlisi seveceğim hem de daha çok ve de daha çok insan hatta nesne. Acıtanların nezdinden ben bir noktayım ama üç noktaya sevdalandığım ve cümle âleme de arzımdır benim dokunulmazlığım. Her düşte saklıyım ve saklandığım satır araları ne de olsa ben bir kalem-kakanım. Muhtevası ömrün ve devasa bir peyzaj… Arşı alaya çıkan coşkuma eşlik eden bir hüzün Mevsimin yakasına yapıştığım Bir de yazma ve sevme dürtüm. Âşık olmayı dilemedim ve dillenen her yemine rest çektim. Aşkı ihya edendi âşık Kaşığıma çıkan bulutlara serptiğim gözyaşı. Bir mimoza bahçesindeyim Muradım Hakkın nezdinde kabul görmek: Aşkın sırtını sıvazladım önce Kayıkla açıldığım enginlerde batmadım madem Matemim neden zarar verir ki tüm evrene? Kozamda saklı izafi bir aşk: Ayşe ve Mehmet ve cümle âlem… Gözüm açılmadı henüz Dirayetim sınanırken Közümde saklı tuttuğum en mahrem gölgeyim ben. Sinemde aşkla hazan; Yüreğin kapısı açık kim ise girmektense kazan kaldıran… Girdiğim her gönül: Boşa yaşadığım bir ömür: Kayrasında mevsimin bulutlara serildiğim Reva görülen her acı ile devindiğim: Ah, azizim: Ne kelebeğim ne de bir arı Lakin ar bildim ben ömrü hayatı. Sevecen bir imge dilemiyorum artık: Netim olmadığım kadar Kim ise isyankâr düşsün de yakamdan. Rabbime sözüm var Hele ki beni avucuna alan o ılık meltem. Gözümdeki fere eşlik eden kalem Bir sevgi ki akla zarar: Yandığım kadar yaktığım; Varlığım kadar da ait olmadığım… Lafügüzaf… Sevgiden maraz mı doğarmış? Acımak mı akla zarar? Acındırmadığım efkârım Elemde kayıtlı benim adım Ve lades dediğim her öğün kaşığıma çıkan Bir vaveyla ki; Sevdalı yüreğim biteviye dönen semazen bir vücut ile Kıblemde saklı benim kalemim Belki de kalesiyim ben merhamet ve sevginin. Toprağıma bastığıma şükür… Yanan hutbelerde git gide açılan kalp gözüm Ne yeis ne de ihtiras: Sevdalı bir mizansen aşkla doğan ve ölen. Kandığım mı kardığım mı? Hitabım evrene Düştüm ki öyle bir menzile. Zaafım elbette insan sevgim Nankör kuytularda m/eziyet bellediğim. Başkalarının yerine de sevebildiğim aşikâr: Pervasız yüreklerde nazımla niyazımla Pervane olduğum bir hülya Kaybolan ömrün kalanına umut eken bir rüya Elbette Huda’nın nezdinde ç/ağlayan Varsım ölümüm de olsun sevgi israfından. |
Yüreğine emeğine sağlık usta
_____________________________________Selamlar