HZ. MUHAMMED’İN KÂBE HAKEMLİĞİ
HZ. MUHAMMED’İN KÂBE HAKEMLİĞİ
Kâbe, tarih boyunca kutsal bir yerdi, Onu İbrahim ve oğlu İsmail inşa etti. O günden bu güne, hep kutsal kaldı, İnsanların toplandıkları mekân kaldı. Müşrikler tarih boyunca Kâbe’yi çok kutsadılar, Onu kendi çıkarları uğruna acımasızca kullandılar. Zayıf insanları, kandırıp putlara taptırdılar, Gelen hediyeleri iç edip mallarına kattılar. Kabileler arası, kan davası hiç bitmezdi, Anne ve çocukların gözyaşı eksilmezdi. Cahiliye uğruna binlerce savaş açılırdı, Haksızlık, adaletsizlik sağa sola saçılırdı. Onun bir avuç toprağı için savaş başlatıldı, Nifak tohumlarının zehirli ilk oku atıldı. O zamanlar şiddetli bir yağmur yağdı Mekke’ye, Kâbe’yi yıkıp götürdü, döndürdü harabeye. Mekkeliler, toplanıp bir fikir ortaya attılar, Kâbe’yi tamir etmek için ortak karar aldılar… Kâbe, Mekkelilerin kutsal kabul ettikleri bir yerdi, Hz. Muhammed, o zamanlar otuz beş yaşlarında idi. Mekke ve civarında şiddetli bir fırtına olmuştu, Büyük sel, Kâbe’yi basarak alıp götürmüştü… Kâbe onarılırdı, sıra taşın konulmasına geldi, Bu kutsal sayılan taşın adı Havcer’ül Esvet’ti. Her kabile, bu onurun kendilerine verilmesini istemişti, Bu kutsal görevi kimse, başkasıyla paylaşmak istememişti. Herkes zırhını çekti, sinirlerini kızarttı, Birbirlerinin öcünü almak için kıvılcım attı. Beklenmedik bir anda savaş başlayacaktı, Çoluk çocuk demeden, herkes kılıçtan geçirilecekti. Herkesin gözünü, kan kırmızısı bürümüştü, Kalpleri kin, nefret ve düşmanlık örtmüştü. Kan davaları, saltanatını sürdürecekti, Herkes birbirini acımasızca öldürecekti. Tam kıvılcım tutuşacakken kâmil biri geldi, Onlara akıllı çözüm üreten fikirler verdi. Yarın sabah kim erken gelirse o hâkem olacak, Bu anlaşmayla kıvılcım fitili derhâl sönecek. Herkes, bu fikri kabul edip geri çekildi, Yarın sabah en erken gelecek kişi beklenildi. Gün gibi, ışık gibi, nur gibi biri çıka geldi, Onların düşmanlık yüklü planlarını deldi. İnsanlar, ona uzaktan emin emin baktı, Onunla gönüllerine barış, ferahlık aktı. Güneş gibi parladı, onun yüzü uzaklardan, Yüzünden nur damlıyordu, doruklardan Onu görünce herkes sevindi, hâkem olmasını istedi, İşte bizim aradığımız tam da emin kişi budur dedi. Birlik beraberlik oldu, çözülmez düğüm çözüldü, Münafık yüklü kalpler, bu duruma çok üzüldü. Çünkü o hakkı gözetirdi, gelen Hz. Muhammed’di Onun ünü ta öncelerden Muhammed’ül-Emin’di. Çünkü o, hakkı gözeten bir yapıya sahipti, Anlaşmazlıkları çözüm noktası hep adaletti. Bir yaygı üzerine koydu, Hacer’ül-Esved’i, Her kabileden bir ferdin tutmasını istedi. Hacer’ül-Esved, konacağı yere böylece taşındı, İnsanların kalplerindeki kin nefret bir bir kazındı. Hz. Muhammed, taşı eliyle bizzat yerine koydu, Hak ve adalet kavgasız böylece tecelli buldu. Olası çıkacak bir kan davası böylece önlendi, İnsanlar, Hz. Muhammed’in etrafında kenetlendi. Nerede olursan ol, hakkı gözetmelisin ve uygulamalısın, Çünkü sen, Hz. Muhammed’e uyan bir ümmet olmalısın… 09.06.2010 Akdağmadeni |