Tökez Issızlık
.
Uzaklardan gelmiştik... Sahip topraklara yönelmeliydik önce. Yardım etmelerini istedik hep yabancı gözlerden Büyükçe heyecanla, koz bir ritimdi birliktelik, özveriyle süzdük birbirimizi, Bizimde onlar gibi yıldızımız parlamalıydı gökte Karanlık bir ay bilip uyduyu, güneş kadarca açmak kardelenliğe... Kimi sokak lambaları altında aniden beliriveren... Bedbah yollarında tökez ıssızlıktı yolumuz Çölden kalan ruhumuzu yetim karıncaların dualarıyla gölgeledik Açık bölgesinden kırık kalbimizin ton verip larva larva kamaştık Dökük sivri hayallerin yığılmasında bir yorgan ile gecelere Saklı giz bir dağ örtüsü ardından el verip, Sis kelimelerle neşemizi çığırtmakta bulduk esrar heceleri... Ulucak kurdu sürgün bilirdik! Diken üstünde, mum ışığı altlarında Kavuşmayacak masumiyet büyüterek iç çekişmeleri.... Çünkü kimse sevmedi birini hiç aşık olma pahasına Aşağılama ile bakardı elbet birgün Hızla çevirirdi sağ omuzundan başını sahte enginlere Sararmış bir yaprak vurur döküklerinde süzüle süzüle girdap düzensizliklere Yerdeki izmaritlerde yoklardık yaşamın nefesini kör nefslerin İçinde dilek bulmaya yırtınırdık artık satmaya alışık acizlerin Gitmemiz gerekti anlıyorduk Bir başka bakıyorduk Bi başkasıydık artık Artıktık Bizdik isteyen yardımıki bizdik denilen sözden daha ne bekliyorduk Kaybolmuşluğumuzu bizdik soran tilkilere Üstadlarımızı savurması için bizi yönlere önümüze oldurup bilinçsizce biçmiştik Biz ezelden beri kadmi yanlış seçmiştik Gözümüz ağırır, saçımız, sözümüz ağırır dururuz bugünlerde Bilmeyiz nedir doğru bilmeyiz nedir söyleyin durumumuz Dünya denen yerde vaha bir göç bulduk sanmıştık sadece Vahiy yollu göçü bizdik Yön bizdik Yol bizdik Biz bunu anlayamadık bir türlü Saksağan kuşları yanlarında turuncu turuncu göklere Göçmeye geldik... |