Unutulan..
Juliet’in arka bahçesinde,
Senelik yeşeren, Ömürlük pembe hayaller üzerinde, Uydurukluğuyla meşhur şiirlerini, Sahibinden satılık sevdasıyla büyüten, Yaşadığı kadar ezik, Ezildiği kadar büyüyen, Firari aklına, Eski buseleri pranga yapıp, Ruhunu zindanlara atan Romeo’nun, Ömründen şehirler sonra, Gönlünden sevdasını düşünce kalan boşluk kadar büyük, İki göz kapağı mesafesi kadar kısa bir zaman sonra, Başkalarının başkalaşmış sevdalarına, Sahipsiz ruhların yalnızlıklarına, Bilimum gönül yangınlarına, Kilometre taşı olacak, Çocuksu, Bir o kadar yontulmamış, Bir o kadar rollerden uzak, Destanlara mihenk taşı, Sevgi yoksunlarına sevda aşı, Fırından kızarmadan, Hamlığı üzerinden alınmadan çıkarılmış tek kişilik oyunu oynanıyor… Bu oyunda, Bizim eski kör ebeler kadar kör bir sevda, Yanında çifte kavrulmuş ayrılık acılarıyla, Kol kola, Bazen omuz omuza… Bu oyunda, Ölüm için yaşam, Ve yaşam için yaşam fenomeni, Aynı satırlarda… Bu oyunda, Rolleri dağıtanla, Dağılan umutları toplayan, Bir bedende, Ayrı iki ruhta… Bu oyunda, Yalnızca unutulan, Unutulduğu kadar ayan, Her taşın altından çıkan, Unutuldukça varlığını, Var oldukça tek olduğunu anımsatan, Biz onu her unuttuğumuzda, O bizi hatırlarken kendini, Şaşasını ve acizliği bize anlatan, Yaradan… Toplu umut mezarlarından, Yaşayan sevdalar, Sevdalardan destanlar çıkaran, Büyük Yaradan… Selim Seven 23 06 08 |