Ölene Dek
öyle hızlı seviyorum ki seni
söz değil aklın ucuna takılı his zorlanıyor kuruyan düşü çevirmeye artık anlamlı anlamsız sözler düzlemi diye bir şey yok denize attığın taşın sekmesi gibi içinde tuttuğun sayıya eşlik etmiyor diye duyduğunu ve anladığını yazmayacak mısın işte baharın son günleri ardı ardışık karışıklıklar götürür getirir kalır eksilir veya çakılı kalır bakışları eski bir rüyaya hüzünlü bir geyik başı gibi elleri kolları bağlanmış bir ölüyle son konuşmamız iyi niyetli ay öpücüğü değil sere serpe umutsuzluk hali taşırım aşırırım sevgiyi ölene dek sonsuzlukta çürüyen kavuşmalarımıza. |