Küçük Bir Zaman Aralığı
her şey o anda başlıyordu
rüyanın kapısı açıldıkça unutulan eski hatıralar acısı alınmış vakitlere yol alıp tarlada küçülen oyunlara doluyordu yeşil vadilerin tanrısına sordum uyuyor muydu yağmur yağarken pencerelerin heyecanı bir de üzülüyormuş gibi üşüyen kimsesiz gölgelerin alıp başını çekilmesi dedim ya bir dudağın kımıldanışı kadar küçük bir zaman aralığında yaşıyordu anlam ne bir yüzü vardı aynaların ne de bir tekrarı kirli pişmanlığımızın söz veriyor başını kaldırıp bakmayacağına ama nafile eğimli su boşluklarında korkutucu yansımalar içimize dolan arzuyu tükürüyor yatay ve sesiz sızısı dindi nehirlerin çok karabasanlı yaygaraları da bitti beyaz köpükler çekilip karışınca eski suya her şey o anda yeniden başlıyordu. |