Pembe çıkmazıbilen bilir üç ayaklı bir kedi seker beyoğlu’nun çıkmaz bir sokağında duman duman bir o kedi bir de elini yüreğine koyup bana gözleriyle gülümseyen berivan yeterdi aslında rakıma buz hayatıma umut beklerken umut deyip geçme can öyle böyle palazlanmaz yalnızlığın koynunda büyütülen acılar bir de kalabalığa inat gülümsediysen hele tırnakların zaman’ı tırmalamaktan yorgun bir de aşktan bükülmüşse boynun değme acının keyfine bir bakmışsın boyunu aşmış hergele kim kimi büyütüyor anlamaz kalıverirsin öylece yine öyle bir gecede berivan yine gülümsüyor uzaktan üç ayaklı kedi sekerken yanımdan berivan aklını bırakmış geçerken aşktan duman bir bacağını vermiş kurtulmak için insandan yine de bir çift insan eli değiverdi yüreğine yüreğinin yettiğince gıdısını sevgiye açtı kedi umudunu yine aşka bıraktı berivan bir ormanın beni yakmayın çığlığı kadar... kedi berivan ve ben kalan umudu yaktık düşünmeden kedi gıdısından mutlu berivan sevgi gördü ya umutlu ben rakının soğumasıyla huzurlu dinledik sevginin evrene yayılan mırıltısını oysa zaman dakikalara kurulmuştu yelkovan akrebi dövmeden rakım henüz dudağıma değmeden gidiyor o gıdıyı seven dört ayaklı kedilerin bile tekmelendiği bu coğrafyada o sıcağa kanan kedinin halini düşünmeden bakakaldık ardından Biz duman berivan ve ben... |
Kedi bir masaldan atlayıp öylece geçmiş ordan...
Şiir olmuş, özne ortağı olmuş Berivanın kedi...
Çok saygımla.