0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
611
Okunma
anlık serüvenler gaydası dalgınlığım
şimdi bu şenlik bu gümüş kalpler
konukseverlerin kaşıklı şapkasından daha güzel değil
gelecek değil
geçmiş değil özlenen
anlık serüvenler gaydası dalgınlığım
var mıydı ki mavimsi olmak
yeşilimsi
başımın üstünde sarı buğday tarlaları
ve yalnız bir ağacın gölgesine bağdaş kurmuş kara kargalar
bazen kapıda biriken kalabalığın arkası meraklandırıyor beni
tuvale sığmayan bir acı varmış gibi herkes mutsuz
olsa da şu bacaksız ne kar da sevinçli
parmağına damlayan balı siliyor ağzıyla
tabi ki var kaçacak bir yerim
üç ayaklı tahta tabure
ben miyim eğilip esneyip bekleyen
odasında aceleci dudaklarıyla duvardan duvara
öpülünce tökezleyen
devam ediyor galiba
karanlığa doğru el ucuyla dokununca her şey kırılacak gibi
sıkılıp biraz ay ışığı uğruna
hala yaşıyor olmanın sevimsizliği.