VAZGEÇTİM SENDEN
Kapkara yağmur bulutu gibi yağdın üzerime.
Sırılsıklam ıslanırken sağanaklarında, Yaz günü, yüzüme vuran bahar serinliği zannettim aşkın, Kalabalık ve büyük şehirlerde yaşarken tek başıma, Günün solgun ışıklarını asardım ağaç dallarına, Güneşin başka diyarlara gitmesine sevinirdim.. Gülümseyen şefkatiyle, aydı benim dostum, Bir de göz kırpan yıldızlar... Uzun gecelerin gizemli karanlığında, Bölerken uykularımı köpek havlamaları, Bir bebeğin doğumu gibi, muştular bekledim senden. Sabırla, yudumlarken bir kadeh kırmızı şarabın, büyüsüyle, yanık türkülerde ararken seni, Ya lambanın titrek ışığında bulurdum, Ya da şamdandan kağıdıma damlayan kokulu mumlarda... Göl yeşili gözlerininin, sürmesi bulaşırdı yüreğime… Şiirler yazardım,hasretin hesabını sorarken kadere… Sensiz ve yalnız !... Seni sensiz yaşarken, Çevremi saran sessizlik hiç bozulsun istemez, En olmaz,en haylaz düşleri kurar, Biraz daha sokulurdum sana! Oysa, ne sen gelebildin,ne de ben. Taş duvarlarda asılı kaldı hayallerim. Düşlerim ise sokak taşları gibi paramparça... Uzak yakınlıklardı bizimkisi,ne seninle ne sensiz yaşamlarda, Yokluğunu dolduramadığım amansız bir savaş, Belki de kendimle yaptığım nedensiz bir kavga. Mehteran dansı yapar gibi, iki ileri bir geri giderken, Bir arpa boyu bile yol alamamaktan yorgunum, Kırgınım kendime ve savaşmaktayım hala, Gerilla gibi pusularda yüreğim, Her savaşta açılan yaralarıma tütün basarken, Yağmur bulutlarının altında,kanayan yerlerimi yıkamaktayım. Lanet olsun, seni tanıdığım günün,arifelerine... Hep boğazımda düğüm oldun, boğdun beni. Boğuldum,günlerce nefessiz yaşadım. Oysa, Yutkunsam gideceksin,yutkunmasam ben öleceğim. Şimdi… Son bir gayretle, boğazımı yırta yırta yuttum seni! İçimde öldürdüm, Vazgeçtim,vazgeçtim senden….. Bittin benim için, artık öldün sen! Öldün. Hande |