YOKLUĞUNLA SAVAŞMAKYOKLUĞUNLA SAVAŞMAK Alıp başımı gitmek istiyorum taş vadilere Koparıp kayalıkları bir bir bastırmak istiyorum Bedenime dar gelen yüreğimin üzerine. Beynimle yüreğimin arasında Açan kan güllerini söküp yerinden, Bakmak istiyorum köklerini kemirenlere. Her gün,ama her gün, Sabaha şişmiş gözlerle merhaba derken, Hiç anlamı yok, üzerime aymazca doğan güneşin. Seni,bir değirmenin acımasız dişlileri arasına Kaybettiğimden beri Kırılmış,solgun bir hayalin kırıntıları canımı acıtıyor. Tuhaf bir öksüzlük,garip bir hüzün çöküyor şakaklarıma. Kahrolası aksilikler bir türlü peşimi bırakmıyor. Düz yolda yönümü bile şaşırır oldum. Seni sevdim ! Evet hem de çok sevdim Ağırdı, zordu sevmelerin. İşte bu yüzden ; Bedelini damla damla ödedim. Güne veda ettim, Güneşe veda ettim, Aya bile veda ettim. Dünüm yok benim,bu günüm yok,yarınlarım ise ; Kayıtlara geçmiyecek faili meşr_u cinayet belki de. Mozaşist duygularla kaygan zeminlerde, Fütursuzca yürüyorum. Acımasızca, Alıp yüreğimi buz tutmuş suların içine atıyor, İnleyen sesini duyuyor, Soğuktan morarmış rengini görüyorum. Gel gör ki, acılarım dinmiyor. Kitaplara sarılıyorum. Cümlelerle evlenip, kelimeler doğuruyorum ... Zifiri karanlığa doğan gözlerinin yansıyan ışıltısıyla, Sana,hüzün kokulu,gurbet yüklü şiirler yazıyor, Her gece, Hece hece, kelime kelime kanıyorum... Biliyorum hayat kısa,yaşam zor. Dudak büküp baş eğmemek için zalime, Sana söz verdiğim gibi, Başımı, ellerimle dik tutmaya çalışıyorum. Oysa, Vahada görülmüş bir serap misali, Her renkten kır çiçekleri açsın istiyorum yüreğimin eteklerinde, Yüzleri güneşe dönük olsun diyorum, Olmuyor !.. Beyaz gelinliğini giymiş kızlar gibi, Öbek öbek, açıyor kardelenler. Donup kalıyorum hasret yüklü sevdalarımın tomurcukların da, Açmadan soluyorum. Acz içinde,gözlerimde biriken duygularla Buharlaşıyor bakışlarım,inatçı bir sis kaplıyor her yeri. O anda aklıma gelen senli düşüncelerden yakalayabildiğimi Sımsıkı tutuyorum avuçlarımda. Sessiz yakarışlarla dua ediyorum. Çaresizim. Sanki ; Bir asır geride, mişli geçmiş zamanlardayım, Ah… Bir bilsen nasıl dardayım. Kambur üstüne kambur, çamur üstüne yağmur, Nasıl,nasıl korkmaktayım... Can özüm,iki gözüm,zindan bakışlım. Nerdesin ? Hadi gel artık. Lütfen ! Lütfen gelde gör ! Yokluğunla, nasıl savaşmaktayım. Hande HAGHGOUİ 25.01.2009 çengelköy/İSTANBUL |