8
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
1520
Okunma

Güçlü bir el silkeledi beni sonra
Sanırım Tanrı’nın eliydi.
Sayamadım kaç ah döküldü dallarımdan.
Binlerce yeşil gözü olan bir zeytin ağacı gibi,
Çok şey görmüşüm gibi,
Ve çok şey geçmiş gibi başımdan,
Ah .. dedim sonra
Ah!(DİDEM MADAK)
Ütülü bir rengi giymek istemiyorum
Ne de olsa kat izi var benim acılarımda
Bir de örtündüğüm İlahi Sevdam.
Metazori gülümsemiyorum ve de yazmıyorum
Lades, demenin de en güzeli değil mi kaybetmek?
Hep yâd ederim dünümü
Elimde yüreğin feneri
Annemin kıvılcımlar saçan bakışları
Ne zamanki başımı eğsem önüme.
Ağladığımı duymasın da hani kimseler:
Sadece Rabbim ve ben
Bir de mavi defterim
İçimdeki buzullar eridikçe
Taşan cümlelerim hele ki firar eden
Yüreğimden metrelerce hüzün
Kaça dikmeli kaça almalı ki mutluluğu?
Oysaki sevdiğim her kimse içtim ben umudu.
Gövdemde ne kesik ne eksik:
Şükürler olsun Rabbime
Aklım azıcık uçuk
Bir de uçuk pembe eteğim
Maviyi de bir kez bağışladı madem evren
Şimdi kuytularda uyuyan imgeleri dürtme vakti.
Ardından niyazım sadece savsakladığım mutluluğu da
Dileme vakti gerçi
Hiç geçmedi bu güne değin buralardan…
Hâşâ, güzel Allah’ım:
Yüzümdeki tebessüm aslında senden bana
Benden de dostlarıma bir armağan
Gerçi kapılarını açmazlar kimi zaman
Uyuduğum döşekte bile huzura yer vermezler
Ne zamanki adım düşmez dillerden
Oysaki adımlamadığım gün gibi aşikâr
Ve olduğum yerde saydığım
Bir de adamdan sayılmadığım
Şehir meclisinde.
İzdihamın nedeni içimdeki coşku
Ve neşrettiğim hüzün
Hep de mutlu olmayı diledim bu gün,
Demenin meali her yazmaya durduğumda
Ruhumun ufkunda
İnançla kesişen yolum
Varsın aşkı semt pazarında sergilesin eşrafım.
Hangi zümre?
Hangi çatık kaş?
Yürekteki atıl sevgi ve güven
Eritti işte buz dağlarını
Eriye eriye bitti gitti içimdeki devasa küre
Oysaki maden ocağı idi sevdiğim sayısız küme:
Varlığı sancılı;
Yüreği kaygılı;
Sevgisi izafi olsa da karşımdakinin kimi zaman
Asla engel olamadılar insanları ve hayatı sevmeme
Suç mu?
Bilsem de cevabını
Sürüklendiğim kaosta elbet ulaşacağım meçhul sona
Ve Rabbimle baş başa
Kuş bakışı bakacağım kalan tüm zamirlere
Ben ki ne cahil;
Ben ki ne sakil bir hece;
Ben ki aklımı sevgiyle ve insanlarla bozdum
En çok da kendimle savaşım:
Varsın yanılayım yine ve yine
Varsın tüm taşları atın başıma
Ben sizi bile taşırım başımda
Sevdiğinizden de çok severim her bir zamiri
Yeter ki zulümle sınamayın beni.
Gittim gideli…
Gitmenin meali elbette saklı içimde.
Sonrası mı?
Yeterse ömür bir sonraki şiire.
5.0
100% (18)