BİR BAŞIMA S/ALINDIĞIM...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Mevsimin öğüdünü tuttum, Rabbim Devasa aynalarda kenetli ellerime Sihirli bir dokunuş ile evrildim hece hece Maviye boyadım vardiyamı Aşkın akıbeti düşerken satırlardan Bin bir yeis ile acılarımı kundakladım, Lades, demenin şerefine Öykündüğüm halede durakladım. Gecenin isine karışan terim kurumadan Boz rengin tutsaklığında Mimlenen ad’ımla nakşettim dinginliğe Yersiz bir öfkeyi soluyan kalabalığa dönüp İç çektim; Kendimden düşendi Kırıkların battığı yaramda Açan güller kadar masum kalmayı dilediğim. Bir ela düş altı üstü Gözümden düşen incilerde rahmeti çektim içime İçin için yanmanın meali mademki şiirlerde Sakladığım öykümdü Sola denk düşen acıları ısrarla döşedim kalbime. Ne ölümdü gerçek olan Ne de yaşam Bir avuç nidayı saklı tutup Dehlizlere çarpan sesimde Kınımda da aşkın rehaveti Çömeldiğim şiirlerde nükseden patavatsızlığım. Yalnızlığımdı adam boyu; Devasa yüreğimdi kalbura denk düşen Hazin makamında mevsimin Örüntü misali devindiğim şiirlerin de hikmeti Kaynakçam varla yok arası yanıp sönen bir neşe Gülmeyi unutan mevsimle söz birliği yaptım ansızın. Seyrelen güne sererken muradımı Aşka hicap yükleyen mısraları Teptim elimin tersiyle yanlışlıkla kapımı çalan Mutluluğu sehven yitirdim. İnzivada yüreğin matemine çamur attılar Kaybolan mevsimin yüzünde nemrut gölgeler Divane yüreğin çeperine işlediğim Sancılı bir günü içe içe susuzluğumu giderdiğim. Maviden bozma çatısında boz düşlerin; Siyah peçesinde ölümün İz düşen garip benliğimin de miadı idi dolan Bir aşkı tek geçti evren Bir de suskunluğuma nazire eden öyküleri Şiire yığdığım zannımca bir tabuydu Rehavetin iz düştüğü bir Mayıs akşamı. Bulutlara sığındım sakilce; Sulak yüreklerde kuruyan çöl çiçeklerine Sundum sevgimi, matemimi de gizlice yaşarken Yüzü suyu hürmetine İlahi Adaletin Yüreğimden boşalan incileri armağan ettim Yetemediğim o evren Sınırını çizdiğim bilumum gizem Solmayı diledim Rabbimden Sonlandırmadığım hüzün kadar sıradan bir eylem İdi mabedimden taşan aşka ve yas’a binaen. İklim… örtüksüz bir yakarış adeta aşkın ırmağı Devasa lanetin göz bebeği nazara geldiğim her hükmü Savsaklarken günbegün Belki bir dürtü belki bir vazgeçiş Armağanı Huda’nın, Sanrı tuzağında hidayete erdiğim akmayan çeşmenin Süresiz sessizliği… Oysaki yakınım ölüme belki depreşen Bir lades içimdeki sızıntı Ansızın göğün ikiye b/ölündüğü Ve şimdi kavuştum aşkın ıstırabına… Öykündüğüm gönül rotam İçimde engin sevdam Gönülsüz bir vazgeçiş değil benimki… Şimdi palas pandıras yüklendim özlemi Birikintisi hazan yüklü bir öğreti Kavuşmaz kollarım Azapta yine bir araya gelmeyen şehrin iki yakası. Raptiyelediğim bir günün de minvali Sevgiden yana elbet yok derdim Aşkı muhabbet ehli bir durak s/andım Demenin mi meali o imkânsızlık? Devinen lades yüklü çözelti Aşkı ihya eden derdest bir reçete Gün özürlü bir şiirde Derledim toparladım ben aşkı ve laneti. Ölümlü tefrika, sevgili… Hani baş göz ettiğim dünden arda kalan Yarım yamalak bir neşe Oysaki böyle öğretilmemişti bana. Sancılı hücrem; Ayrık düzen; Kalıbımı b/astığım her hece Bilfiil sorgulandığım gün ve gece. Annemin sesi gibi huzura biat; Tekdüze ekseni kimsesizliğin Salkım saçak ölüm denen hurafe. Bir başıma s/alındığım Görücü usulü sevdalandığım sözüm ona Ve gözümün içine baka baka Oyalarken kader İlla ki Rabbimden yana yüreğimin tefsiri. Makamı yoksa acıların Ne zaman ereceğim nihayete? Göğün sandukasında mı saklı bunca hüzün ve sitem? Sorularım ıslak belki fazlaca yarım Akıl başta değil madem Nerede kaldı benim mutlu addettiğim sönük yarınlarım? Göğe dikiş atalım da tutunalım yerli yersiz birbirimize Öğelerin fasılasında Öykün savruk çatısında Afakın gazabı öykündüğüm hecelerde Benden yana olmasın tasan İzindeyim sadık aşkın. Zemherilerde tutuklu mevsim, Dilberim, sevgilim, sen sevdalı yüreğim… Aklımın çatısı aktı dünden Serpildim de günbegün her halede açan bir çiçek misali. Miskin gölgemle hemhal Aşkın şafağında yatak döşek uzandığım Şimdimi suskun belle, sevgilim; Yarın varsın kalsın yakası açılmadık bir hikâye Epey yorgunum ne çok safsata İçime sızan akın akın Haydi, topla şiirlerini Çat kapı uğra yüreğime Varsın yarım kalsın gizemi evrenin Yeter ki savunalım biz aşkı ve matemi. Birden geriye mi saydığın? Yoksa yana yakıla andığın bir teselli mi Zanların bedeli ve pişkin bir niyaz İblisin gölgesinden uzak Aşka akıttığım taşkın haznemden… |
Duyguların canlı örneği açıkca göz önüne serilmiş...
Beğenerek okudum…
............................................. Saygı ve selamlar..