Bilir kişi
Yaygın bir inanıştır, kulağa düşmeye görsün.
Doğruluğu, yanlışlığı ulaşabildiği zihin kadar. Kimseye bir şeyleri anlatmayı geç, gün olur ihtiyaç olmaktan da çıkar paylaşmak. Bilirsin çünkü hiçbir inanış senin tutkuna bağlılığını taşıyamaz, aldıramaz. Nedamet duymaksızın omzumuzdaki bir bir indirmeye başladıkça bir dönme dolabın içinde olduğumuzu ya da değirmene su gibi yeni eklentileri üstümüze aldığımızı anlıyorum. Özlem neye yok ki... En çok da ağlayabilecek kadar derdi garip bir cisim gibi algıladığım zamanlara. İç içe sorunların geçmeden, yirmi dört saatin de bana yetebileceği inancıma. Çocukların yüzündeki masum gülücüğü kıskanan ahlaksız beyinlerin olmadığı,duyguların anlık değişmediği, güç savaşına dönüşmediği yıllara. Evet, duygularımın bilir kişisiyim. Ama başkası bilsin istemiyorum. Bu haysiyetsiz savaşların içinde insan önce kendini kaybediyor. |