SESSİZ ÇIĞLIK
İçimde,
Koca şehri susturacak kadar Bir haykırış, Kalp ağrısına son verecek bir serenat. Oysa ; Hayat denilen her şey seni sevmekle başlıyor . Her güzel şey,seninle son buluyordu. Lakin, Şimdi aramızda elle tutulur hiç bir şey yok. Soyut ve sünepe bir gidişatın köşelerine sinmiş, Hain ve fitne fücur bakışların boynumu bükmekte. Daha ne kadar sürecek bu ceberut ve zorba tahakkümün ? Daha ne kadar susacak lal olan bu dillerin ? Yüreğin yokmu senin ? Ellerin yokmu gönül destanını yazacak ? Merhametin yok mu,bir bebeği koruyacak kadar ? Yok mu senin hiç çığlıkların ? Şimdilerde ; Mor düşlerime baykuşlar konuyor, Kirli sakallı,şişman bir adam rahatımı kaçırıyor, Taş bir plak durmadan aynı şarkıyı çalıyor. Neden sevgi bağları giderek daha çabuk kopuyor? Neden aşk yüreğimde ihtilaller yapıyor? Anladım! ... Yürümeyecek artık, Yani olmuyor. Yani,gözlerim gözlerine değmeyecek mi bir daha, Yan yana bir fotoğraf bile çektiremiyecekmiyiz? Bana senden kalan, İki serseri mayın,iki anlamsız sorun. Sanki beni yiyip bitirmesi için kurgulanmış bir oyun, Aykırı ve uzak yaklaşımlar.... Gökyüzü ben, Yeryüzü sen, Bende , fırtınayla karışık yağmurlu kara bulutlar, Sende hayat veren ırmaklar ve verimli topraklar… Aman ne gam ! .. Ne gam. Bundan sonra, Nerde sabah,orda akşam... Bak yine bülbül ötüyor, gül dalında ! Ben sensiz,ben bensiz,yalnızlıklar ortasında, Bir seher yelinde,sabah ezanlarında, Duvar örüyor duygular… Ve Bitiyor aşk! Ant olsun geceyi ve gündüzü yaradana, Alemlerin Rabbına and olsun ki, Sana boyun eğmeyeceğim ! Gecenin gırtlağını sıkacağım. Ayrılığın ve aşkın kitabını yakacağım. Senin payına düşen aşkın,benim payıma düşen rüsvasını Bir ömür boyu alnımda kara bir leke gibi taşımayacağım, Seni Tenimden, Seni Beynimden, Seni Yüreğimden, Silip atacağım! ... Hande 12.06.2008,Perşembe Çengelköy/İSTANBUL Hande Haghgoui |