SOLMAYA DAHİ GÜCÜ YOKTU GÜNEŞİN...Sumak bir yangın mıydı yüreğin martavalı Azabın da bekçisi Ve her devre arası yalnızlığın Ulvi çeperinde tahakküm altında Vebali yüreğin Ömürlük beyitlerde ayyuka çıkan Hüzün durağında soldan sağa yığılmış Sayısız mersiye.. Topa tutuldu evren; Tebaası ölümle yüzleşti Rest çeken her heceydi İçindeki hüzünle yüzleşen Ve tek tanık Tanrı Yansızlığın coğrafyasında Kılıktan kılığa girdi beşer Şaşandı ansızın Şaşalı ölümler diken Yüreğin yorgancısı bir cibilliyet Belki de yargısız infaz Şafağı atan sanrılar Kuytuda saklı mahcubiyet. Yorgun yüreğin tayfası Sıradan geçen duygular Afakî bir meşreple Aşkı infaz eden ölgün hücreler. Kâinatın zanlarında Soldu madem çiçekler Demek bile cüretiydi iblisin Zulüm yanlısı meclis Doğasında taşkına sebebiyet veren İris’inde yürek gözünün Aşka ibadet eden sakil heceler. Baştan çıkan hicvin de saklı doğasında Sıra dışı mevsimler Yağmura dönük yüzünde elemin Baş veren tohumlar Ölüden bozma hazin bir rotada İnsanlıktan çıkmak neymiş Suretleri kayıp gölgeler Bilfiil eşlik etti yeryüzüne. Cepkeni yoktu aşkın Cesareti yoktu aşığın Aşkla andı adını Süklüm püklüm gövdesinde Taşkına sebebiyet verdi telaşı Bir öfke bir de mevsim Baş verdi ansızın Solmaya dahi gücü yoktu güneşin Tutuklu ışınlarında Aşkla ibraz eden özlemin tüm yası. |
Özlem Demirkaya &*.*&