ADIM AŞK OLSA KEŞKE...
Ölümcül bir ç/ağrıyı dillendiriyorum
Mevsimin kaynar yüzünde soğuğa b/andığım Ölüm kadar pürü pak bir tanıyı Sonlandırırken Mart akşamı. Tanıklığındayım acının ve haşmetin İkircikli hezimetlerin de bakir ç/ağrısı Çalakalem yaşamayı sehven kabullendiğim Uyruğum cumhuriyetinde Bağnaz gölgelerden uzak Şiir dilinde bir imla hatasıyım belki de. Aklı evvel yorgunluğum Sırtımı sıvazlayan hangi melek yürekse Kaynakçamda hazmetmediğim sıfatlar var Ağırlığı tonlara bedel Nefsi olmayan akşamlar nezdinde Kör bir ay ışığıyım Balyalarca hüznü bileyip Yıldızlara ahkâm kesen güneş dilinde. Şakıyan aşkın kara duvaklı gelini Oysa mevsim bahar Ve çatlak sesinde serçe gülüşlerin Andığım kadar maziyi Ar bildiğim yüreğimi koruyorum Şeytanın safsatalarından Düşen payıma ne ise Kalburüstü öfkeyi saçan dört köşeye Üçgen yalnızlığımda alın teri her kelimem Mademki ömre değer bir imgelemem İçimde sır tutan o gizemli elem. Ben y/andığım kadar yaşıyorum ve de mutlu Köhne eşyalı evlerde vuku bulan cinneti Sığdıramıyorum yere göğe Ve devrilen masumiyeti, Doğmamış çocuklarımı karalayan bir lades Aklı sıra bana çamur atacak lanetli ruhların Arka bahçesinde gömülü sanma ki iç sesim. Bir tabu ya da gerekçe Ölümle dansı biz fanilerin Yarım aklımızla mademki lanetledik sevgiyi Yaşadığım ve yazdığım boşa mı? Boşa geçen ömrün son durağında Aşık olduğum sanrılara Duyduğum özlem yoksun mu yani İçimde devrilen hecelerden? Aslında satırlara sığmayan tek hece ve lehçe: Adım aşk olsa keşke Gülmekten men edildiğim Üzünçler mevsiminde. Kardığım kadar k/andığım Uyumadan ölümün ellerinde. |