boşluk sarmalıdilemmanın puslu bulutu altında onulmaz ağrıların yaşayışı bu niyesi ve nasılı olmayan .... aklım darp izleriyle savaşır benim şiirlerim sesimle aldırma o yüzden küllenen mektuplu zamanlara yaktım düşlerimi sardığım bukleleri üstelik içe çöken karanlığı parça parça kusarken ellerimin kehribar yorgunluğundaki telâşında öldüm ben ve binlerce kez gıyâbında kıldım namazını ayrılığın o yüzden yıka ellerime değen yüzünü -ben görmeyeyim "kelâmı noksan dünyanın göğü tırmalanmış yarasıdır kalbim" tozlarını silkelesem de ışığı düşmüş tavanların üzerime çörekleniyor gam, korkmuyorum nefsime kaçan yıldızları eğiriyorum tek tek kutsî bir gölgede gözlerime Yusuf kuyuları bulaşıyor bazen bazen de ebrar sürmeleri gözbebeğime -yenilmiyorum ..unutma hem bir gün saç telimizden asılacak ayak parmaklarımız ve biz boşluk sarmalı kalbimizden yeniden doğacağız kuzeyinkızı/direniş |
lades kemiği gibi ortadan bölündü aşk dokunma yaptığın her şey aklım da
her sözcükte seni harf harf okuduğum aşk bitti şu sen akan gözyaşlarım da
sen ayaklar altında ezilmiş izmaritler de bulursun dudaklarımın sıcaklığını
bavullar dolusu cümleler bile nafile aşk bitti gözlerimde ki idam sehpasında