çok filmler izlemiştin hayatın içinden
siyah beyaz ekranda palyoçalığı oynayan
kurban türkülerin mahoş tadı
aroması yoksun kekremsi
insan neyi paylaşamadıklarını bilse
bu kadar kıvranmaz kısır döngüde...

aheste bir hasret tufanıydı
yüreğin ücrasında dört nala koşan...

sağ gözümde bir kıpırtı
sergiledi bütün gün sokaklara
hayırlara vesile iyiliğe çağrı
nisan bereketi saçan yağmur
üçüz çocuk doğururcasına bağırır haksızlıklara...

Rhein kıyılarında aşk fısıltı
kıştan kalma kardelenler avuç içinde...

hayat bahçemi okşayan güneş
dağıtır yüzünde geçmişin buğusunu
her uzun gece mucizelere gebe
uzaktan yankılanan kemanın sesi
martı seslerinde günün denklemi
getirirken hangi andayım ...

göçebe kuşların
sıcak kentlerden taşıdıkları azık
bir nebze umut serpti yüreğe
sevgiye huzura gebeyim...


Feride