Lal-i firkat
ağır aksak zamanın ipinde gergin kirpiklerim
çatık kaşlarımın düşünceleri beraat ettiği vakit dudaklarımı coptan geçiren dişlerim öfkeli düşünceler tehlikeli sloganlar yazıyor beynimin duvarlarına özleme duygusu gönlümün ranzasına benzin döküyor gözlerim çakmak taşı ve kalbim fitili ateşledi binlerce kilometreye serilmiş göz pınarlarım susuma saklasam da tüm kelimeleri yanaklarından devrilip dudağının kıyısına vuran dalga ağzıma lav taşıyor içimde çıkan yangının dumanlarını bastırsa da bedenim yoksun, bu yangına su dökülmüyor... şehrin kalabalığında attığım binlerce adımda aynı ritm na sen caddeler ve la mekan yüreğim tüm adreslerde kaldırımlardaki beton soğukluğu yüzüme çarpıyor yüreğimin buhran kazanında kaynarken hasretlik "Uğurlama" türküsünde sesim lal-i firkata karışıyor... Stockholm - 06 Mart 2019 |
Anlam ve anlatımı ile farklı bir eser...
Yine anlamlı ve şahane bir şiir düşmüş sayfaya...
............................................... Saygı ve selamlar..