ASLA PAS TUTMAYAN BİR AŞK...Ebegümeci sokağında, Arazi olmuş düşler caddesinde Yana eğik bir binanın nezdinde Bir sihir olabilirim ama asla silinti değil: Zamanın muharebesinde akla zarar bir yenilgi belki; Sitemden uzak efkârın bam telinde Kuyucaklı Yusuf misali bir titrin sol yakasında Asla pas tutmayan bir aşk Ve silecekleri yorgun kalbin… Her atışına tanıklık eden ebabil kuşları: Hayli yorgun ve aç; Gagalarında örselenen varlığım kadar Kıymetin bereketinde Asılı kâh gezgin kâh sabit düşlerim; İrkildiğim her halede Kanıksadığım gönül tellerim. Zamana muhalif olsam da ne gam; Arka ayaklarında şehrin Deniz gözlerine esir düştüğüm gözlerine müptela Sevici bir imge; Aşkın her halini giyinen Telli duvaklı bir yangın En çok kendine yanık bir rahle. Dokusunda mısraların tutuşan elem; İkircikli isyanlardan yana değil derdim Bilakis sevgiye düşkünlüğüm: Külliyen yalan denen değil Aşka şiar edindiğim bir tebessüm babında Şehrimi yaktığım bir şiirde kalan küllerimden Doğmaya mecbur günlüğümde saf tutan Satırların nezdinde Bir yatır adeta içimdeki huzurun tecellisi: Düşkün aşka düşkün çocuk yanım: Bazen dertli bazen tedirgin; Ah, bir de keyif ehli bünyemde Açmadan solan çiçeklerim En solgun yanım. Tahliye ettiğim ne çok yarım; Ne çok yarın dünden de hala kopamadığım. Köhne bir yürek kimine göre Eskilerin tabiriyle aşka âşık bir yörünge Yenicilerin nezdinde bir şair olsam keşke, Demedim, demedim; Varsa yoksa benim kayıp hezeyanlarım Yanardöner yürek En çok da kendine yangın; Zaafların zifiri karanlığa çektiği resti Algılarken Tanrı; İçimdeki o nüktedan coşku Bazen hüzünlü yanımda yeşeren bir umut Yoksa bu da mı baharın ayak sesi; Devirdiğim yıllarda devrilmediğim nasıl ki Aşikâr; Bir nebze daha şiir içmeliyim bu gece. Şekerli ve sıcak bir uyku Göreceğim rüyaların kayıt altına girdiği Cinnet ehli zihnimde yorgun dervişler Dönenirken ben aşkın ekseninde. |