KIRMIZI KUŞAK...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Ağdalı hikâyeler birikiyor, Çukurun Göl durgunluğundaki hayalini allak bullak Eden suyun Tanrısı bir ilkbahar gibi, Hatıraların gölgesinde koyu mavi gözleri Bedellerin Bir de saptırılmış gerçeklerin. Hain ve yanlı ne çok eda Sapla samanı karıştıran çocuk misali İçimdeki devinim: Varla yok arası bir künyem İsmimi bile mimledi düş bekçisi. Yasımı yâd ettim yine şiir diye Ruhumu yıkadım bakir tamlamalarla Şiir olmaya çıktım yola Yoldan çıktım baştan ayağa. Göğün miğferi o peri bacası; Mavinin her tonu adeta Aşkın Sırat köprüsü. Bacalı bacasız ruhlar: Kelimeler atarım ocağa İmler tüter delice. Ben delice bir fermanım Aşkın aklıma takıldığı bir imlecim de: Simlerin sardığı dünüm Hediye paketi adeta gönlüm: Sevip de sarmaladığım her günüm Belki yarenlik edecek tek dostum, O simli kalemim. Yazıp tahliye ettiğim ne varsa; Yakıp düne dair ne saklıysa, Tuzağına Düştüm bir kez yazılmamış fermanın: Varsa yoksa teyakkuzda geçen ömrün Satırlara serdiği hülyalar İçin için devinen pembe beyaz bulutlar. Ne şarkılar ne de şahikası miladın; Ne yerlisi ne yabancısı hüsranlı zamanın Hep tanıdık yüreğime Hep aydınlık, feri sönmemiş gözlerime. Bir veryansın Aşkın mihenk taşı Saklı feryadın çığırttığı elem bilfiil Gün görmemiş yüreğin can pazarı: Her hükmü yerinden söken bir cürüm; Her nidayı dün bellemiş döngü Bizatihi tanığıyım ben güme giden neyse. Varlık kadar karambolda; İç sesin titrine yakışır olmalı her dize Kayıp da zeminde tutunduğu her zerre Yine evrenin alâmetifarikası Şimdi sus pus olmanın vaktidir; Gece henüz uyumadı, sevgili. Ben ki; uyuttuğum her şarkıyı kırptım Göğün saçlarına iliştirdim kırık tokamı: Adımla müsemma bir çiçeği kokladım Miski amber her rotayı yükledim heybeme: Seve seve buldum yolumu Kokan değildi yüreği delen Oysaki ne çok özne Tüten bacamdan. Ne zamanki aşkı andım Mimledi evren beni. Lafı güzaf madem içimin yanık tini; Aşkın gazabı olsa olsa Derli toplu bir ölümün de müjdecisi Yazmadığım her şiir ama Yazılmaya dair ömrün özeti. Kefenin cebinde üç beş şiirle gömün beni: Geç olsa da razıyım, Güç olsa da yanındayım. Sev dedi Rabbim: Başım gözüm üstüne her emri Yasağa uydum Satmadım ruhumu şeytana: Sevip dirildim yeniden Badem gözlerinde elemin Bir içimlik meydim Aşkın rükûsuna varan edimlerde Serildiğim satırların da gizemi İçimdeki irtifa kaybı Her şiirle sözleştiğim adeta ömrün coğrafyası. Göğün lanetini dillendiren bir terennüm Uç uç böceğine tüm sitemi kelebeklerin Doluşan yasına binaen Ezelden süren dirayeti kanatlarında Albenisi olan cafcaflı hayaller: Kırmızı kuşağı belinde çocuk gelinin: Hatıratı yaslı dünlerin Aksakalında hin ve kin, cehaletin. Görgü tanığı muteber melekler Düş yakamdan izdiham, Diyen merhum dilekler. Soyağacında ölümün, yanlı bir tarife: Sözüm yerli yersiz sitem edenlere Kanında yok ki mert bir akım Gözlerin de feri söndü mü… Hey gidi hey masumiyetin Güme giden inisiyatifi: Sunumunda ömrün, derdest verilen hükümler Zaruri bir kurşun adeta En derini delen bir hurafe Kaygıların göz torbasında birikmiş acılar: Zaman ve mekân özürlü bir yandaş işte Yüreklere merhem olan inançtan yansıyan Göğün değil mi ki kurcalanan metaneti Ve bakir imgeler kucağında Kan kusan ne ise içtiği Akla zarar yalan zincirinin. Ömre kefil bir hadis sunumunda tevekkülün; Aşkın İlahi sancısına tutunan bir var oluş Görünmezin ibaresi. Sehven ölmekle eş değer Söz konusu çocuksa ve kurban Seçilen nefer: Asılı kalsa kalsa tek düze bir sefalet Beşerin indinde Kırık ve mübalağa bir teker. Hanın çıkış kapısı Olsa olsa gidişat tetiklenmiş ihanetle. Küfesinde elem saklı ne çok hikâye; Basireti bağlanmış bir geçit Sapar her daim çıkmaza Gel-git yüklü bir bulut Aşka nedamet fısıldayan yürek yarası: Kapış kapış asalet Kefenin cebi olsa keşke, Diyenlere bir mersiye Hayatın özeti. Közünde pişer acıların, en ergen düşler; Korunda gezinir durur muğlâk ezgiler. Ezkaza kısıp da alevini söndürelim İçteki metanetin sınırları aşan Coşkusunu da sonlandıralım: Beyhude bir ezgi; Geldi geçti demek mi işin aslı? Bu gün bir çocuk yarına çıkmaz masumiyet Yüreğe sokulmuş bir çomak Ellerinden öptüm ben bu zihniyetin. |
Nice kırmızı kuşaklar,nice berdeller şahit bu zulüm cendesinde
Gözgöre göre körpe bedenler adeta çürümeye tek edilmiş,aldığı her nefeslerinde kan fışkırır masum yüreklerine
Ölümle kalım arasında yaşanan cehennem ötesi bir yaşam gözyaşları pınar olmuş denizlere,deryalara okyanuslara ulaşsa kime ne
Zalimler zev-i sefanın deminde
Masumiyet körpe bedenler adeta katran kazanına atılmış
Vicdansız nefislerce
Kime ne?
Kanayan toplumsal bir yaraya neşter atılmış
Yaşanan tüm acılar yansıtılmış dizelere
Var olun manidar kalem
Saygı ile