sessiz film
gece kıyımda aydınlanmak için sokuldu
ki ben daha karanlıktım şaşırdım doğrusu böyle vuslata parmaklarım ucundan kırılıyor kirpiklerim salkım saçak yerlerde göz kapaklarım bir dağı omuzlar gibi yokluğundan geçiyordu dilim ters kelepçede ve ellerim ayaklarımla yer değişiyordu gölgesine küs yürüyordu bedenim duvar dibi yalnızlığa çarşaf sererken ben olmayan bir ruh haliyle şaşkınlık topluyordum kendimden hem... şiir sokakta, ben kuytudaydım soğuk, kırılmış gönül penceremden nasıl içeri sızıyordu bir görsen dayanamazdın... sarardın yokluğundaki dağılmışlığımı... sonra... beynimin oynadığı sessiz filmde gölgemde gördüm gözlerini ağusunu içine kusar gibi baktın yüzüme film devam ediyordu... konu yokluğun, işlenen sensizlikti üstüm kirpas içinde yürüyordum nereye gittiğimi bilmeden... bir ara içim kayınca, raylara düştü bedenim telaş yok... başrol oyuncusu ölmüyordu sadece... kalkmaya mecali olmayan aşıktım yüzüm içine dökülüyordu son sahnede... yoktun biliyorum... olsan beni baştan severdin... |