HAZAN MISIN

Şiraze-i, aze sen, aşk kor-u suzan mısın
Aşık-ı nalan sende, yoksa sen hazan mısın

Sen güşe-i çeşm ile, nazar eylersin bana
Bad-ı görüp, ram olan, şem-i bir lerzan mısın

Aşk-ı büy onurumdur, naşk olunmuş kalbe aşk
Sen de Fuzili m’oldun, sevdayı yazan mısın

Nüş etmek çün söz gerek, em yoktur giryanıma
Gül-ü gülşenim de yâr, vuslat-ı izan mısın

Leblerin mecruh olur, adımın kezlerinden
Aşk-ı tarumar iddün, sen ezber bozan mısın

Lahza sır, devr-i zaman, güvenme hiç Şiraze
Koca âlem de "na" sın, acep fizan mısın sen

Fasl eylerken rebabım, gönülleri mest eden
Engir yıldızı gibi, der misin rezzan mısın

Mirat-ı Mücellaya, baktığın da kim vardır
Niyaz-u naz eylesem, çok çabuk kızan mısın

Gönlün sultan zişan-ı, umman-ı, asuman-ı
Kulağı mesûd eden, rahmet-i ezan mısın

Lüzumsuz eğri vechin, tebesüm-ü hande yok
Şiraze sen, ser-i me, bir kabus, erzan mısın

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ

TÜRKÇE AÇIKLAMASI

Şiraze kibritsin sen, tutuşturan ve yakan mısın
Aşktan inleyen de sensin, yoksa sen sonbahar mısın

Sen göz ucuyla bakan, göz atansın bana
Rüzgarı görüp boyun eğen, titreyen mum musun

Satın alınmaz, onurumdur, aşk kalbe kazınmıştır
Sen de Füzuli’mi oldun, sevdaları yazansın

Keyiflenmek için söz lazım, merhem yok göz yaşıma
Gülümde, gül bahçemde, kavuşmayı anlayan mısın

Dudakların yaralanır, adımı tekrarlamaktan
Aşkı darmadağın ettin, sen alışkanlıkları değiştiren misin

An ve sır, geçen, akan zaman, güvenme hiç Şiraze
Koskoca alemde yoksun, yoksa sen bilinmeyen yer misin

Sazımla fasıl eserken, tüm gönüller kendinden geçerken
Akşam yıldızım olup, ağır başlı, onurlu biri misin

Parlatılmış, cilalanmış, ayanaya bak, ne görürsün
Talep de bulunsam, nazlansam, çok çabuk kızan mısın

Gönlümün en şanlısı, okyanusu, gök kubbesi
Kulakları mutlu eden, Allahın rahmeti, ezan mısın

Lüzumsuz yüzün asık, tebessüm yok gülüş yok
Şiraze sen şu başıma, bir kabus, ceza mısın

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ


ETEK YAZILARI

SUZAN: Yakan, yakıcı, ateşli, coşkulu
NALAN: İnleyen, inleyici
GÜŞE-İ ÇEŞM : Göz ucu
NAZAR: Bakış, bakma, göz atma
BAD: Rüzgar
RAM: Boyun eğen
ŞEM: Mum
LERZAN: Titreyen titrek
NÜŞ ETMEK: Keyiflenmek
EM: Merhem
GİRYAN: Göz yaşı, göz yaşı dökmek
VUSLAT: Kavuşma
İZAN: Anlayış, anlama yeteneği
GÜLŞEN: Gül bahçesi
LEB: Dudak
MECRUH: Yaralı
TARUMAR: Darmadağın, dağılan
LAHZA: An
DEVR-İ ZAMAN: Geçen zaman
ALEM: Her yer
NA: Yok
FİZAN: İstanmayan kişinin gidipte dönmesinin istenmediği yer
FASL: Sebki mefsul yapma usulü
REBAP: Gövdesi hindistan cevizinden yapılmış, uzun saplı bir saz türü
MEST: Kendinden geçme, çok secme
REZZAN: Ağır başlı, onurlu kimse
EBGİR YILDIZI: Akşam yıldızı
MİRAT: Ayna
MÜCELLA: Parlatılmı, parlak, cilalı
VECH: Yüz, çehre, surat
ERZAN: Ceza, suç