HAKKINI VERECEKSİNGiriyorsan bir kapıdan içeri Eşikten attığın ilk adımın hakkını vereceksin… Görünce dostunu, sımsıkı sarılacaksın Unutup hasreti, özlemi, hicranı Vuslatın hakkını vereceksin… Yürek de bölünür, sevda da Sivil sevdan ürkek ceylandır Sessiz, gizli, endişeli. İlmek ilmek dokurken hayatı Bölüşmenin hakkını vereceksin… Şehre hakim bir tepede Mütevazı bir çay bahçesinde Ya da bir orman evinin verandasında Tahta masa, sandalyede sevdanla Sıcak buğusunu içine çekerken çayı İnce belli bardağın değil, Çaya rengini veren gamlı, hüzünlü Gözlerin hakkını vereceksin… Şu yasak, şu ayıp, şu günah Ne pişmanlık, ne eyvah Yaz kış, akşam sabah İnsan gibi sevmenin hakkını vereceksin… Takılmışken günlük telaşlara Düğümlenince boğazına çaresizlik Yüreğinde duyarken Dünyanın derdini Sadece kendi sevdanın değil, Börtü böceğin, sarı orkidenin, kırmızı gülün Hele aşk uğruna katledilmeyi bekleyen Papatya yaprağının hakkını vereceksin… Ne yarın, ne dün Hayat sadece bugün ‘’An’’ı yaşamayı öğrendiğin gün Sevdanın hakkını vereceksin… MEHMET ATILGAN |