ÇAY MOLASI...Lahit benzeri bir düş kundaklanıyor İçimin iskambil kartları: İyi de ne anlarım ben pokerden? Göğün kanatlarında papaz ve kız ikilisi: Anlamam, dedim ya sadece hayatın sarmalı Kartların da ta kendisi Oynaşan sayı karakterleri. Şimdi bir kurban verdim insanlara: Ne içimdeki düş’ün ne de arkamda bıraktığım leş’in Mimarı sanma, sakın ha! Düş palası bir yalnızlık Eğri büğrü çetrefilli sevgi masalları Sonu hep mutlu biten bir yerli film adeta Güzergâhın ortasına tüneyen; Zengin kız fakir oğlan sayacı. Bölelim bölebildiğimize: Kur yapan kuş mu kaldı birbirine? Ya da yaftalanmamış üç beş insan… Arkamdan atıp duran kim bilir kimin nesi? Tanımam da ben hani: Ne düşman seyirciyi Ne de tribüne oynayan kaçak oyuncu Tanırım ayak izinden Yarıp içine saklandığı İnsan bedeninden bir tabut: Kimlik kaygımı sonlandırdım madem Tutarım da elinden kim ise Sağ gösterip sol vuran İnsan selinden ayrı düştüğüm Belki de muştulandığımın muhtırası Az evvel yediğim bozgun Ne de olsa sıdkım sıyrılmış Vurgun yemek neyin nesiymiş En güvendiğinden. Demediğime de vakıfım; Gözümün üstünde kaş ve neden mi İki gözüm birbirinden ayrı düştü? Bingo! Yılın son sorusu Sanki şehrin iki yakası Ele verdiğim elemle aşk yükümden Ayrı düştüğüm Yüreğin yongası Bilfiil somurttuğum dünde Kaykılmışlığımın da zirvesini yapmışken Bayat bir sancıdan nemalanan Diğer yarım; Kendimi kendimden soyutladığım Oyun öncesi son prova: Yalanla sabitlenmiş hangi insan izleği ise Uzak dursun benden. Şimdi sağaltıp da tüm yanlışlarımı; Kendimden öteye yol varsa da Ayrı düştüğüm ezelden… Tamam tamam; Çay molası tam da şiir bitmişken. |
AFİYET OLSUN...
TAVŞAN KANI...
Şiir yeni bir yaşamdır…
...........................................Selam ve saygılarla..