.....sığsa ne olur
Sana müptelâyım,derde giriftâr
Hasret orucunda visâlin iftâr Gayrıya âmâyım,rûy-i zemin târ Âsumândan yıldız ağsa ne olur İftirâkın kara bağrım kavursun Gurbet sillesini bin defa vursun Gam değil, ağuyu ellerinle sun İkbâlim bahtıma doğsa ne olur Mekânı olsa da bir kuru hasır Âşık mâşûkuyla yaşar bir asır Dile gelmez söze sığmaz bunca sır Ömrüme hüzünler yığsa ne olur Ahvâlim nâmına verirse hasar Divanen kendini eliyle asar Ecelim gelmeden sen gelipte sar Yokluğun mücrimi boğsa ne olur Bahâsızken sunduğun o hediye Üzülme bir kalbe girmedim diye Gönül sarayıma sen oldun iye İstikbâlim elem sağsa ne olur Mülteci sevdâma çıkmaz oturum Hayat kulvarında şimdi son turum Hâlime gülerse müslüman ,urum Şu başıma taşlar yağsa ne olur Ben giderim,sende senle kalasın Bu fânî dünyada murad alasın Ölüm fermanımı boynuma asın Sinem harâb olmuş bağsa ne olur Kalemim kırıldı ipim çekildi Mazi tarlasına eyvah ekildi Ezelde aslımız bir avuç kildi Günahi sadrına sığsa ne olur Günâhi Ahmet İslamoğlu Müptelâ:Bağımlı, düşkün. Giriftâr :Tutulmuş. Yakalanmış Rûy-i zemin:yer yüzü Târ:Karanlık İftirâk: Ayrılmak, dağılmak. Hicran. Mücrim:Günahkâr, suçlu. Cürüm ve kabahat işlemiş olan. İye:Sâhip, Mâlik Sadr:Kalb, göğüs, Not:Bundan önceki son iki şiirde olduğu gibi bu şiirde de örgülü tunç kafiye kullanılmıştır.Bu türün özelliği bir alttaki kafiye bir üstteki kafiyenin içinde yer almaktadır. |
Güzel düşüncelerin mahsülü olarak yazılan şiir övgüye layık Mükemmel bir eser olmuş...
Kaleminize ve şiirinize coşkular sunarım…
........................................................................ Saygı ve selamlar..