SUDA YIKANAN GÜVERCİNLER
rast ve segah şarkılardan sesleniyorum sana
sözcüklerin sessizliğinde güz terennümleri yasta vaktim yok seni sevmeye bir mavi sürgünsün benim için bir kuşku gibi kemirse de içini sorular cevaplar taşırsınız içinizde içimdeki sorular göçte kırılan bir kuş sürüsü her şey kaderin istediği gibi mavi giysili zaman gri bir kelebek kozasında revaklı avlularda suda yıkanıyor güvercinler ağaçlar gibi ayaktayım hala direnmeyi öğreniyor insan engereklere söyleyin acıklı şarkılar çalmasın plaklar başkaldırı gülleri yara almasın zamanın hükmünden zincirlere boyun eğmemeyi öğretti bana kainat sansürlü bir öpücük ver dudaklarıma kuşlar gördüm pencerende kuşlar yaralı güneşi taşıyorlar kanatlarında her şey kaderin istediği gibi mavi giysili zaman gri bir kelebek kozasında revaklı avlularda suda yıkanıyor güvercinler yorucu öykülerden çıkan atlılar ilerliyor dolu dizgin ihanetlerden geriye kalan sonbahar güneşleriyle sar bedenimi aşk yaramdır benim utancım yaşama sevincini serper bir tohum gözlerinin ta içine belki de yitireceğim kitaplarımı şiirlerimi çığlığınla susacağım güz sokaklarında yağmurlarla rakseden kırlangıç olacağım zeytin ağaçları gövdesinde asırlara hükmeden barışçıl bir düş mavi giysili zaman gri bir kelebek kozasında her şey kaderin istediği gibi revaklı avlularda suda yıkanıyor güvercinler veba çoğalıyor kentlerde bıçak gibi kesiyor kalbini eski sevdalar çoktan unuttum muhayyer şarkıların adamlarını kederli kentim yenilgilerin ağır yüküyle umutlar kül oluyor har vakitlerdeyim dün gece fırtına devirdi ağaçları mavi giysili zaman gri bir kelebek kozasında her şey kaderin istediği gibi revaklı avlularda suda yıkanıyor güvercinler Ömriye KARATAŞ 01.10.2018 |