Sesimi Duyan Var mı...
“Sesinden habersiz seslere bulaştım sessizce,
İçimde her aldatılan kendimdim kendimce…” Nerden bilirdim ömrümün namlusuna gözlerini sürdüğünü Ve tetik düşürmeden sesimin ortasından vurup İçimden kırmızı nehirler akıtacağını. Karanlık kapılar önünde sesinden gayrı seslere bulaştım Herkese saklı, bir tek kendime açık bildiğim zan’ı Hiç düşünmedim kayıp kimlikler gibi Olur olmaz yerde bulunacak zamanlarda Affına muhtaç olunacak bir an’ı Ve belki hiç düşünmedim Kendimce ruhu perişanımda inleyecek vicdanı (mı) Bilmezdim Uzak sesler duyarken içimde adının geçtiği cümlelere kör baktığımı Bilmezdim unutacağımı Zavallı çırpınışlarda sesime ses olacak hiçe saydığım varlığını. Sana bir özür borçluyum ömrüm boyunca, Belki ömrüm kabahatimden büyük ve özrüm bir o kadar küçük şimdi Ama Bir masum öpücük gözlerinin tam üstüne çaredir kimbilir belki biraz Yada gözlerinin namlusundan bir kurşun düşer payıma Ne gam ne itiraz… Kime baksam sendin ve hala sensin aslında Utanılası gözler geçerken gözümden her defasında Kimi görsem sendin ve hala sensin aslında… Ve bazen kimi düşlesem memleket fonlu rüyalarda Alt yazısı üstünde tüten tazecik hatıralarda Ve hatta yine nilüfer kokulu dağlarda Hep sensin sarı çiçekli fotoğraflarda… Sesinden habersiz seslere bulaştım gizlice, Ben kimi aldatsam kendimle bil ki kendimdi Başka gözlerde her gördüğüm kendi gözlerimdi seninkiyle beraber Ve her defasında yaş olup akan kendimdim kendi gözlerimden senle beraber…. Sesinden habersiz seslere bulaştım gizlice, Bilmezdim ruhunda kangren olacak yaralar açacağını Bilmezdim sevmelerde Yâr ile yeksan fırtınalar kopacağını, Ama sen yine de sev Ama sen yine de unut senden başkasına söylenen ilan-ı aşkla süslenmiş uzak sesler alfabesini Ama sen yine de Al ömrümü özrüme binaen Ve sev yine Önceki sevmelere istinaden… Utanmış el gibiyim kendimi çiğner aşarım Yırtarım cümle hatırayı Haddime sığmam taşarım… Acil kanamalı sevmeler taşıyorum rengi nehirlere bulaşan Sesimden ses kopuyor Yaralarımdan kurtulup sesine ulaşan… |