uzayan sürgün ve kör düşkünsakla beni Tarsus sakla en karanlık köşene sığınmışım kabahatlerimi yüzüme vurmadan öfkemi kucakla.. bir köşende gülmüş bir köşende ağlamışım kim bilir kaç kez kaçırmışım sokaklarında seferimi ah Tarsus kapa gözlerimi, kimselere söyleme yerimi.. meşhursun ya çaresiz kaçakları saklamakla bende bir rivayete, usulca sızdığınmışım.. “geçiyor zaman çölde ağaç altında konaklamakla” geceler boyu bıkmadan anlattığınmışım. izin verde tamamlayayım zulanda firarimi zamanı geldiğinde ört üzerimi! (hem ömre ziyansın hem akla omzunda kendinden bihaber yığınmışım köreliyor eskiyorum artık anla böyle hesaplaşılır ancak; hatırlamakla! her hanende kızgınlığınmışım yutkunduğun kırgınlığınmışım tepelerinde esen en ağlamaklı ıslığınmışım susmuşum çünkü her ağladığımda yadırganmışım kirpiğimden içeri bir ağır ezgi bozuyor düzenimi ve birazdan yağıp omzuna bitireceğim serüvenimi aç bağrını haydi; giydim ben kefenimi!) |
akıntıların yönü değişin / ziftlen kaplansın üstü...
yoldaşı oluşun bereket makamının...
birde ''//İshak'la Dem// '' olsun...
leylak kokulu leyli baharda...